3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
913
Okunma
her dakika
biraz daha siniyor
karanlık kuytulara
umut
saçlarına düşen
yıldızlar kadar
ak mı
bir gıcırtı
gecenin bir ucunda
bir ucunda
yalın bir ses
kimi çağırır ki
uzaklara
sen
olduğun yere çağır
yüreğimi
ıssızlığı çöker
aynalara çöker gibi
istasyon banklarına
şiirin
onlar
gelmişler midir
az önce
yahut bir tren düdüğü
alıp götürmüş müdür
sorgusuz
kaç sözcük
özlemi yırtıp
düşmüştür
yere
tut ki
heybemde bir dal
isimsiz çiçek
saçların
gözlerin
elin
adın aklımda oysa
yüreğin yüreğimde kor
biliyor musun
adın aklımda hala
sen
olduğun yere çağır
yüreğimi.
iki kere iki
dört ediyor da
yine de kırılıyor
gün denilen kase
orta yerinden
cam kırıkları karışıyor
kanayan
can kırıklarına
ne kadar
yavan sözcükler
ne kadar kekre
duyuyor musun
yağmur değil
yanık gül kokusu değiyor
pencereye..
sen
gecede kaybediyorsun
gözlerini
ben seni kaybediyorum
biteviye
kim bilir
iki ince sızı
bir düş saatinde
bağlanır birbirine
sen
olduğun yere çağır
yüreğimi.
02/02/2019
torbalı