3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1785
Okunma

SARIKAMIŞ ESTANTELERİ ; Yetmiş dokuzlu yıllarda Sarıkamışta yedek subay askerdim..tabiri caizse birileriyle de çiçeği burnunda da sevgiliydik ..o zamanlar ne akıllı telefonu, akılsızı bile yoktu..en güzel ve etkili iletişim aracı mektuptu..şiir yazmaya o zaman başlamadım gerçi ama asker ocağında ve o sıralar daha bir katmerleşti..ilham perileri sık sık uğramaya duygu sağanakları bazen bardaktan dökülen yağmurlara dönüyordu.. işte bu dizelerde o zamandan kalma yitik yaşanmışlığımın dehlizlerinde tozlanmış silik bir resim manasında karalanmış acemi satırlardır..
Yıl yetmiş dokuz aylardan temmuz
Asker ocağında Vatan borcundayız
Kars /Sarıkamış burası
Dedim ya aylardan temmuz zamansa öğle arası
Geceden kalma yokluğunda
Sevdana teyakkuzken duygularım
Yine nöbetçi subayıyım Handere de
Dünden kalma duyguların esaretinde
Hayalin karşımdaymış gibi
“yine yakmış yar mektubun ucunu..”
Nakaratlanıp duruyor dudaklarım da moda olan bu türkü
Oysa ne mektup yakan var
Ne yakılmışta olsa gelen bir mektup
Aslın da her şey bir bahane
Sevdana umutlanmaksa şahane
Yine de her gün bekledim esen yelden kokunu
Belki bu gün gelir diye postadan mektubunu
Hiç bu kadar uzamamıştı zira iki mektup arası
Senidemi sardı yoksa güzelim çaresizlik yarası
Meraklandım doğrusu
Bir hal mi var başında
Yoksa seni demi sardı vefasızlık duygusu
İnkar mı var yoksa göz yaşında ey sevgili
Böylemiydi sözümüz
Ne mektubun geliyor artık ne selamın haftalardır
Hani söz vermiştin bırakmayacaktın selamsız sabahsız
Anladım ki güzelim
“ gözden ırak olanlar gönülden de olurmuş”
Yar dediğin sevdiği ve sevildiği kadar vefalı
Yada başka bir deyişle işte o kadar adammış
KAŞİF KANİ ERTÜRK Eğitimci şair yazar
Sarıkaya şair ve yazarlar derneği başkan yardımcısı
5.0
100% (10)