13
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
838
Okunma
HÜZNÜN AYAK SESLERİ
Gecenin kaçıydı bilmem
Bir ayak sesi duyuyorum hafiften
Adımlar hem yaklaşıyor
Hemde sıklaşıyordu, ardı ardına
Gönül kapımı çalmadı bile
Geldi çöktü yüreğimin
Baş köşesine
Hazan mevsimi de değildi ama
Yine de beni seçmişti hüzün
Ocak ayının
En uzun gecelerinde
Ciganlı şarkılardır artık
Durmadan çalan
Özlem nöbetleri sararken
Duygularımı
Ayrılığa esir düştü aşkımız
Bağışla beni
Zaten ban
Mutluluğun ayak seslerini
Duymadım ki hiç
Deşme felek nolur, deşme derdimi
Ayrılık derdini, çekemez oldum
Terkeyledim vatanımı, yurdumu
Kimsenin yüzüne bakamaz oldum
Bir kaşı karanın
Derdindeyim ben
Esiyor başım da aşk deli deli
Oysa ben
Her gece
Dualar edip yatıyorum
Sen Şiraze
Yine de
Rüyalarıma
Girmiyorsun bak
Bir yanım aşk kokar
Bir yanım hasret
Divane bülbülün
Ah-ı zarı var
Bir yanım cehennem
Bir yanım cennet
Vuslatsız sevdanın
Kor ateşi var
Şu ayak sesleri kesildi amma
Yitik sensizliğin
Kör nefesi var
Hüzün tarlasında, yeşermez umut
Zaman mefhumunda, bitiyor limit
Gam, keder acıya verirken komut
Ben işin içinden, çıkamaz oldum
Bir leyli sabadır
Tan’a ulaşan
Firari uykular, terk etti
Çoktan
Bir seyri güzellik
Mihr’in inağı
Yıllar yordu
Yollar yordu
Bizde sevda, ateş kordu
Aşkımızın
Gözü kördü
Bilir misin ey şiraze
Yalnızlıkla başım dertte
Şimdi
Acem dağlarında
Ben yoksun, ben garip, ben mahzun
Merhem olmuyorsun yaralarıma
Esin bre esin seher yelleri
Gayrı benim için, durmadan zaman
Ne yapsam nafile
Aşkta yok aman
Tutunduğum her şey, kuru dal şimdi
Dudağım mühürlü, dilim lâl şimdi
Haydi bekliyorum, çıkıp gel şimdi
İçimi kimseye dökemez oldum
Bak Şiraze
İşte böyle, durum, hâl
Şu gönül ipini
Özgür bırak, sal
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
LEYLİ SABA: Seher vakti, günün ağarması
MİHRİN İNAĞI: Güneşin doğuşu
5.0
100% (27)