ŞİİRLER AĞLIYOR

Bilir misin, ey Şiraze, şu anda
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor
İnan ki tahammül, kalmadı bende
Şu koca asuman, âlem ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Aşkın ateşinden, yürek terliyor
Seni bulmak için, haber derliyor
Kalem yazmam diyor, gönül zorluyor
Şu gönül bahçemde, lâle’m ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Yetmiyor bak işte, kalemle kağıt
Haydi yürekteki, şu hüznü dağıt
Yakıyor semayı, yükselen ağıt
Ayın çevresin de, hâle’m ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Vaktin önemi yok, geç yada erken
Bak sevda gülüme, şebnem yağarken
Çok sevdim ben seni yürekten derken
Şu gurbet ağlıyor, sılam ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Saplanır yüreğe, zehirli bir ok
Oysa şiirlerin, meraklısı çok
Seninle Şiraze, yarınımız yok
Mutluluk ağlıyor, çilem ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Yok olmasın beyit, boş mezelerde
Beklemede yürek, yok hezelerde
Berceste dize de, şah dizelerde
Her gece seherde, jale’m ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Lüzumsuz ne bitmez, çile imiş bu
Sadece insana, kula imiş bu
Soğuk ve ateşe, küle imiş bu
Göz yaşım ağlıyor, elem ağlıyor
Şiirler ağlıyor, kalem ağlıyor

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI

ŞİRAZE: . Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit. 2. sp. Pehlivan kispetinin paçası.
ASUMAN: Gök, Gök yüzü
ÂLEM: 1. Bayrak. 2. Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça.
HALE: 1. Ay’ın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla: 2. Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire.
ŞEBNEM: Sabah çiği, çiçek yaprakları ve çiçekler üzerindeki damlacık
ÇİLE: 1. Zahmet, sıkıntı: 2. din b. Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem.
JALE: Gece yağan çiğ, kırağı
HEZE: Henüz
ELEM: Acı, üzüntü, keder