MURABBA

Güle şebnem düşmüş, bülbülde nâle
Şiraze gör beni, koydun ne hale
Bilirim o cânan, gelmez ihmale
Hicranlı gönüller, olmaz şelale

İnsafı olmazmış, saplanan okun
Firaklı gönlümde, bitmiyor akın
Bad-ı saba eser, getirmez kokun
Lalezâr içinde, açarken lale

Aşk ile yanarım, görünür nârım
Yayılır ummana, şu ah-ı zârım
Mah buluta girmiş, çerağ ararım
Gizliyordu leyla, düşerken jale

Darun-i dir sanki, kulakta küpe
Korkutur sen yoksan, beni her sepe
Uyarsam ben seni, yâr öpe öpe
Nasılda parlıyor, başın da hâle

Neden yâr zülfünü, taramıyorsun
Bahçemde sevdayı, deremiyorsun
Ondan Lüzumsuz’u, göremiyorsun
Şu benim aşkım da, yıkılmaz kale

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

AÇILAMASI

Güle çiy düşmüş, bülbülde feryat, inleme
Şiraze gör beni, bak ne haldeyim
Bilirim sevgiliyi, ihmal etmeye gelmez
Ayrı kalan yüreklerde, şelale olmaz

Acıması olmazmı, batan bir okun
Ayrı kalan yürekte, bitmez imiş akın
Sabah rüzgarıysa, getirmez kokun
Lale bahçesinde ise, açarken lale

Sevda ile yanıyorum, görünür ateşim
Yayılır okyanuslara, şu haykırışım, feryadım
Ay buluta girmiş, mum,lamba, kandil ararım
Saklıyordu gece karanlığı, düşerken kırağı, çiğ

Çitlembikler gibi kulağındaki küpe
Korkuyorum sen yoksan, tenha ıssız yerlerden
Uyarabilsem seni, hem de öpe öpe
Nasılda parıldıyor, saçlarındaki ışık

Niye saçını, zülüfünü, taramıyorsun
Gönül bahçem de, sevdamı, deremiyorsun
Onun için, seni seveni, göremiyorsun
Bu benim aşkım ise, yıkılmayan bir kale

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI

Şebnem: Çiy
Nâle: İnleme, feryat.
Şiraze: 1. Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit. 2. sp. Pehlivan kispetinin paçası
Lalezar: Lale bahçesi
Hicran: Ayrılık, ayrılış
Firak: Ayrılık
Bad-ı Saba: Sabah yeli
Nâr: Sevda ateşi
Çerağ: Mum, kandil, lamba
Leyla: Gece siyahı
Daruni: Çitlembik ağacı ve meyvesi
Sepe: Tenha, ulaşılması zor olan ıssız yer
Hâle: 1. Ay’ın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla: 2. Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire.