1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1116
Okunma
Sitem name
-Yarı ciddi yarı şakacıktan-
Kuru kırık bir dal gibi
eğik boynum
karlı dağda bir kovuk gibi
soğuk koynum
Yar acımaz halime
kuşlar konmaz dalıma
Onun bana dilediğini
lal olsun alamam dilime
Allahım o ne lanetlik bir kelime
reva gördü ölüm diledi
yar bana
dili zehir dileği cehennemlik ateş
har bana
bu lanetlik dileği taşımak katlanmak
ağu zehır ar bana
kırk bir yıllık yarim
-kırk bir kere maşallah-
düşman gibi bakışı hor bana
kuruttu yıktı sevgi bendimi
ölüme bu denli hiç yakın
görmemiştim kendimi
Yitirdim aklımı sağduyumu
yitirdim izanımı fendimi
arar oldum en başta
ben kendi kendimi
Kıçı kırık kırıkkale bana bakar
göz kırpar albenili,olur
marifetimle görbenili olur.
lanet kör kurşun
Acıması yok lanet puştun
ölüm ölüm ölüm kusmak tüm işi
çare mi kurtuluş mu bilinmez ölüm
bilinen, ölüm unutulmaktır
zulüm unutulmaz dil yarası silinmez
Karşımda durma öyle ey tabanca
kara bele kör şeytan göz kırpma
takma beynime kanca
günahlı ise ellerim emellerim
temizlenecek mi kanla
Bakma bana öyle
ah şeytanın güdümündeki
lanet tabanca sen şeytana
şeytan sana tapar anca
Dargınım yarla yorgunum
yaralıyım yüreğimin maralıyım
baykuş nerede öterse ben oralıyım
Soğutamadım yüremiğimi
mayıs ayında yağan karla
yeşerdemedim bağımı bahçemi
ayva kiraz zerdali narla
Başak tutmaz buğday vermez
ektiğim diktiğim tarla
ne güldü yar ne güldürdü baharla
doğa da bize bakmış oldu öyle kahırla
Adam edemedinen başte ben kendimi
arar dururum yarım asırdır değirmen bendimi
alem buldu da ben bulamadım yaşam fendimibendin
Ararsın yar ararsın sabah ekmeğini bölüp
aynada görünce dağınık saçınla kendini
yüreğinden bir sızı, kulağından bir sesle
ey gül hanı bülbülün dendi mi
Burun’larımızdan solur olduk
nefeslerimiz kasırga tipi yel oldu
irkildi saçlarımız dikensi tel oldu
sinirinin esiri oldu uydu şeytana gitti
Yine de çağırdım tel ile
dön gel dedim seherde esen yel ile
tersledi yıktı kıl köprüsünü acı dil ile
bekledim gece boyu uyku melekleri’min
gözyaşlarını sile sile
Kara bulutlar çökmüş bahar dağlarına
kara yazgım yazılmışcasına mayıs ayında
gülüm gitti el oldu, dolu yağdı gülistan
virane bataklık sel oldu
Ey yar zalim yar;
ne güldün ne güldürdün
mutluluğu ne bildin, ne bildirdin
senin gözünde zaten hiç yoktum
yalova kaymakamından farksızdım
bu halimle zeten yaşıyan bir ölüydüm
Nedendir ne haldir hep üzüntülü gamlısın
mutlu olacaksan dilediğin olur.
gekirse satın da alırım
yeter ki sen mutlu ol!
Kırmızı gül kararmış
meğer güllere de kara karlar yağarmış
görünmez oldu birden güneş
meğer kara kara bulutlar umutları da
güneşi de karartırmış!!!
Kör olasın gözüm dikeni gül görüyorsun
yanmış sönmüş tezeği ocakta
kutsal kül görüyorsun
kırılasın ayaklarım diken üstünde
gül yürüyorsun
Ey vah! Ey vahhh!!
5.0
100% (1)