0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1434
Okunma

Biz yokuz
Sağ eline
Yüksek yüksek tepelere ev kurdurmayan
Al kınalar yakılmış
Ak duvağı açılmamış
Hora’lı Horon’lu
Harmandalı’lı H’alaylı kelimelerim vardı benim
Makasla kesip lûgâtlardan
Okul kitaplarımın arasında sakladığım
Dalkılıç ünlemlerim beklerdi
Dârûssââde kapısını şiirlerimin
Utkulu her gaza nihâyetinde
Göğsümün düğmelerine göğsünü iliklediğim
Ve
Serdengeçti soru işaretlerim
Atalarımın sözüdür deyip
K’ulağıma altın küpe ettiğim
Biz yokuz
Çok kullanılmış
Irgalanmış hırpalanmış
Deli bozması anlamları yüklenmekten yorgun
Bezgin bedevî bir Özneyi ağırlıyor cümlelerim
En müstesnâ
En mûtenâ
Baş köşesinde
Biz’i düşürmeye çalışıyorum
Bir kaç dizenin uyur gezer d’izlerine
Söz konusu sen ve ben olunca
Sen ve ben konu olunca söze
Koparıp bağlarını
Bağımsızlığa ayaklanıyordu tüm bağlaçlar
Kelâmlâr
3 tâllâkta boşuyordu meâllerini
Darûlâceze’in kapısına bırakıyordu
Noktasız eşini
Çığırtkan hurûf
Çamurlu su birikintilerine atlarken
Annemin çiçekli emprime kloş eteğine sıçrayan
Ağaçtan düşme çocukluğum geliyor aklıma
Babamın
Ütülü beyaz gömlek yakasını
İki eliyle biraraya getirmeyen o uzun soğuk gurbet
Ellerinde mavi mürekkep lekesi
Omuzlarında tebeşir kokusu
Ve
Hâkîye çalan sakosunun cebinde
Ârefeden
El öpmeyi bekleyen
3 yaş büyük bayramlıklar
Biz hâlâ yokuz
Ümit’siz bir polisiye hikayesinin
C’inayet mahâlinde
Eli dili cinnetli katiliyle sevişiyor
Üstü başı cennet bir maktûl
Nefes alış verişlerini doldurup bir makber sepetine
Ve
Geri alarak hayata dâir tüm şikâyetlerini
Kayda değer bulmuyor belli ki
C’anı câniyi
Az ötede
Boynu kıravatlı
Önü düğmeli akedemik bir makalenin girizgâhında
Bir parağrafın başını kesiyor
Her tarafından yalak yaldırak imlâlar damlayan
2 yüzlü yalpak bir satır
Mef’ûlu mevhûm kalıyor yine
Ağzı alfabe kokan
Yüzü gözü
Dizi dirseği harf bulaşığı bir fiilin
Biz yine yokuz