3
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1798
Okunma

yazdığım
birkaç satır karalama işte kendimce
ben diyorum “içim dışım hali yaralarımın”
el diyor “yaz gayrı d/ağladıkça yeşerir seninde karaların”
işte böyle ya dostlar.. yahu ne bileyim,
olmadı ki şiirden başka dili sessizliğimin…
bir çocuk ağlar,
ağlar bir adam kadın kadar
sever bir kadın adam kadar
bir çocuk ölür ömrü baharından
bir liman boğulur tuzunun, neminin kahrından
ve bir şehir… bir şehir daha demir alır gözü yaşlı bahtından
güle, bahara isyan
kanat vurur yedisinde bir diken
düşer yüzü güneşin eteğinden
bir ceylan daha vurulmadan gölgesinden
kırılır, savrulur bir toprak daha alnından
ve bir gelincik… bir gelincik daha kanar dalından, alından
ne zaman
aşk olsam, aşık olsam
hep bir ecel daha büyük gelir yaşamak yüreğime
d/ağladıkça izim kurşun,
kurşunum hükmü dar olur ağacıma boynum ki hep urgan
düşürün şimdi beni sallanamayan salıncağımdan
öncesi,
yaşamak mıydı bilmiyorum
sonrası,
senden sonrası neden ölmekti onu da bilmiyorum
yoksul sokaklarını sevmiştim oysa çocukluğumun
kerpiç duvarlarını sevmiştim bacasız düşlerimin
göçebe bir buluta tutunup
sessizce kendime yağasım var
su gibi yoluna akıp akıp
deniz gibi çekilip gidesim var
gidesim var şimdi,
kendime uzak, dualarıma yakın…
ilhanaşıcıkasımikibinonsekiz
5.0
100% (17)