5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1414
Okunma

Koca bir çınardı gözlerinin gölgesi
Her yönümde dururlar sandım
Hep bana dönükmüş gibiydi
Yollarıma yeşil damlatan yaprak uçların
Sırtımın yangınlarına yüksüzlük olurken dinlenmeler
Dayanırken başım sevda yaşlarına
Sersemletti saçlarımın dalgasını sıcak avuçların
Saçlarım daha önce hiç ağlamamıştı
Yüzüme bu denli sarılmamıştı
Duy beni
Bir duy hele
Küskün bakıyor şimdi teldeki serçe
Değdikçe gidiş rüzgarıyla savrulan bir yele
Zaman ne bana acıdı ne gece kuşlarıma
Her biri aklandı an be an ışığına bulandıkça
Issızlıkla boğuşan bir delilik ki sorma
Sabahlarımı müjdeleyen
Martılar da şaşırdı yolunu
Anka sandıkça kendilerini yandılar
Bilemediler yangınlarından yeniden doğmayacaklar
Ve senden arta kaldı bu ordusuz savaşlar
Sayfalar dolusu yazılmış cezalardan
Büyük puntolu sensizlik takıldı gözlerime
Her birinden dimdikti
Her birinden daha işkenceli
Zaman alıp kaçarken bağışlanmış güçlerimi
Dayanmak mı
Yok saymak mı
Yoksa yokluğuna alışmaya çalışmak mı
Döktü bedenimdeki ana izlerimi
Ah ah
Kuruyan hiç bir şey canlanmaz öğrenemedim gitti
Hergün bir ümit suluyorum düşlerimi
Ya da yıkanıyorum düş sağnağında
Hayallerinin en renklisi boyveriyor yüreğimin bağında
Koparıp vazosuna yerleştiriyorum hanelerimin
Nereye gitsem peşimi bırakmıyor o yeşil
Daha hiç göremedim gözlerin gibisini
Yokluğun gibi koyuluğu
Yokluğunca derin
Korkuyorum anlasana
Bir başıma neden yandığımı bilmeden hiç kimseler
Karışmaya duman ayazlarına
Sabırlar ektim tüm saksılarıma
Ucunda vuslat çiçeklerinin açacağı
İnatla boy vermediler güneş istediler
Döktüğüm gözyaşlarıyla yetinmediler
Serin nehirleri taşı der gibi yeşermediler
Olsaydı nehirlerimde güneş oynaşmaları
Ve manzaraya kör eden buluşmalar
Ne hacetti sabır tohumlarına
Saksılarımda sakız sardunya olurdu
Şimdiye çoktan çiçeğe dururdu...
ASLI DEMİREL...