3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1676
Okunma

ahh…
tenine gece,
dudağına da ayın şavkı düştükçe
yalnızlıkla öpüşen sevgili
bilmez misin,
lisanı aşktır aynı bakışa düşmenin
aynı bakışta,
aynı yakarışta soluksuzca
mütemadiyen sevişmenin…
saat,
zevk-i sefa geçiyor
haydi uzan
ve bırak dekoltesini düşürsün zaman
yol olsun,
ruhum, bedenim gecenin isterikleşmiş vaktine
bağışla artık sende perliçe ömründen
bu geceye,
bu ecele ve yalnız bize ömrünü
ahh sevgili…
teninin coğrafyası
dilimin uydusudur iç geçirmişliğim
titrekliğinin,
tepelerinden ihbar aldıkça dudaklarım
halkalaşır,
nadassızlığına dil dokungaçlığım
tepeleşir,
baş kaldırmışlığına diş geçirmişliğim
süzüldükçe,
kesildikçe tenine kırmızılaşmış telaşım
kalbim sanki parmak uçlarımdan damlar
onlar ki, kıvrımlarının en uslanmaz çocuklarıdır
kırıldıkça fay hatların bozkırlarında
bulutlanır kasılmaların endamına
girdaplaştıkça tutkuların mabed-i derinliğine
boy veren kat-i inancına tapınasın,
kuraklığına da hıçkırdıkça ıslanasın gelir
ahh sevgili…
sen yine de yağmur bil ıslaklığını
med-cezir bil,
duvarlarına gidip gelen savrulmalarımı
sen ki,
ruhum ile bedenim arasında en üryan denizsin
tuzunu terim, nefesini nefesim bil
dilim kırbaçtır niyetime
dudağım seyr-ü seferdir diyetine
sen ki,
topraktan sürgün kahverengi
sen ki,
rengini gerdeğe bağışlamış duvaksız gelincik
ne zaman dönsem kıbleye
suretime en keskin suretsin
seni böyle biliyor,
seni böyle seviyorum ya
tanrı da n’olur beni affetsin…
ilhanaşıcıkasımikibinonsekiz
5.0
100% (11)