0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
914
Okunma
durgun zamanların
kızgın yağmurları gibiydik
sessizlik diz boyu
gözler öfke ağlıyor
kaçak saatler sadece koşuyor iz bırakmadan
içine çökmüş göğüs
kalbide kırmış
odacıklar kan içinde
bir zulüm bekçisi , çalan her nota radyoda
ağlayan çayırlar çalıyor , ağlatırcasına
sonra içimdeki çocuk susuyor
gözlerini kapatıyor dış uzaya
küçük çakıl taşları avucumda
sıktıkça acıtıyor
sardıkça kaçmak istiyor
artık suskunum
dilimi ısıran dişlerim galip
kan kokusu , aşk acısına yenik
nefret tek kazanç
ve sus dedi
sustum
hala susuyorum
hiç susuzluğum dinmedi ki
anne memesinden kesilmiş gibi bebeğim
sokakta terk edilmiş bir kedi yavrusu gibiyim
oldu
yok um
sana ben çok um
işte bitti
5.0
100% (1)