10
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1159
Okunma
-ben yorulmuş bir günün akşamüstü hüznüyüm-
Ya zamana gark edip bir vuslata kur beni
Ya da gönül ateşe düşmeden durdur beni
Ya bu garip perdeyi kaldır deli yüzümden
Ya da mes’ul eyleme beni hiçbir sözümden
Çare yok bu yalana kanacaksın diyorlar
Ve gerçeği yalanla anacaksın diyorlar
Madem dolaşacaktı damarlarımda iblis
Madem ki saracaktı gönlümü bu garip his
Madem ki yanacaktı adsız rızasız yürek
Sırra ne gerek vardı peki sırra ne gerek
Gelincik çiçekleri var ya o Hak çiçekler
Çiçeklerin üstüne kaldı kapandı gökler
Çelimsiz bir niyazın eline kaldı Felah
Dert üstüne dert bindi eyvah üstüne eyvah
An başlar Rahman olan Yaratanın adıyla
Ve gün biter sürülmüş lainin muradıyla
Bir yanım nefes nefes sabırı fısıldıyor
Bir yanım tevekkülde artık son fasıl diyor
Bir yanım ezberlerken adını karanlığın
Bir yanım nur topluyor zindandan yığın yığın
Adilin ellerinde can veriyor adalet
Ya kır cehdini zulmün ya da aklı azad et
Ey Hikmeti kuşkudan ve suâlden münezzeh
Halime ne tarif var ne de mazur bir izah
Vaat vaat dolarken zehir iliklerime
Bir riyakâr oturdu ruhumdaki yerime
Kaldı üç beş fesatın insafına imanım
Bir an’dan daha zorba şimdi kalan zamanım
Ve kınarlar zatımı tunç hilâlli haçlılar
Amacıma buğzeder amaçsız amaçlılar
Yüreğim bir kendime bir de sana ayandır
Dayandır yüreğimi biraz daha dayandır
Varsın isyan edip de zehir kustu desinler
Varsın haykırışıma artık sustu desinler
Ya zamana gark edip bir vuslata kur beni
Ya da gönül ateşe düşmeden durdur beni
Ya bu garip perdeyi kaldır deli yüzümden
Ya da mes’ul eyleme beni hiçbir sözümden
Faruk ATLİ.
5.0
100% (11)