Nice beygir gidiyor yükü ağır semersiz
İzi bile kaybolur para etmez, değersiz
Çakma aşiretle yurt kurarsanız eğer siz
İlk yağmurda kaçarak çadırları satarız

Ana-baba efsunlu geride çocuk yetim
Titriyoruz korkudan içi boş gocuk yetim
Yakamıza takılan masmavi boncuk yetim
Bir avuç haram için umutları satarız

Babadan kalan iki dana tüysüz üç davar
Onunda altı tane veresiyeleri var
Hepsi ayrı teldeler hepsi ayrı ahu zar
Çatısı çoktan çökmüş duvarları satarız

İlmik ilmik dokuduk yeşillendi köyümüz
Hayalleri toplayıp götürdü büyüğümüz
Bir baksan nerde kalmış yolunacak tüyümüz
Sakal “saç kıran” olmuş bıyıkları satarız

Hiç bakmaz mı aynaya sözde yüceden yüce
Kahpenin nankörlüğü yine gidiyor güce
Hep günün şafağına mahkumken ıssız gece
Gömerek başımızı sabahları satarız

Hasıraltı yapılır yolsuzluğun yolları
Yedi ceddini sarmış elleri ve kolları
Niçin kestik bilmeyiz bindiğimiz dalları
Dikiş tutmaz dilimiz boş lafları satarız.


2018