0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1239
Okunma

Ben bu kentin yalnızlar meydanında
Bir bankta bir başıma
Oturup seni anarım her gün
Her günüm binbir telaş içinde
Sensizliğin, yoksunluğun
Gönlümü bir türlü alıştıramadığım
Yorgun telaşı.
Ben bu kentin bütün sokaklarında
Seni hiç bulamadım
Bütün caddelerinde bu kentin
Dolaşır ve adını sayıklarım
Çehreler yabancı
Sesler yabancı
Vitrinlerin camlarında
Senin yüzün aksetmiyor
Duyduğum şarkılar sensizliğe merhem olmuyor.
Hiç bir şiir kifayet etmiyor yokluğuna
İçim dolandıkça sessizliğe
Senin o Leyla makamındaki yüzün doğuyor uzaklarda güneş diye
Ben nutku tutulmuş bülbül misali
Ölüyorum böyle.
Ne ses veriyorsun ne geliyorsun
Sensizliği bir ben biliyorum bir de dokuduğum şiirler
Yoksa yarasaların çığlığı mı kulağımı tırmalıyor, yırtıyor
Yoksa benim sürgünüm mü bu köhne şehirler
Yoksa
Yoksun işte!
Güvercinler taşırım sol cebimde
Çok uzak bir denizden kopup gelmiş bir gemiyim
Ben kayalara vurmuş kırık bir yelkenli
Senin o her renk gözlerine salarım
Kanadı kırık güvercinleri
Ve oturup her gece
Ağlarım.
Ben bu renksiz, soysuz kentte
Arenaya atılmış bir köleyim
Sokaklarda gölgenin izleri, Kaldırımlarda adının yankısı
İsterim ki koynunda öleyim
Çalsa bütün barlarda gençliğimin şarkısı
Ve sadece sen dinlesen
Ben seni dinlesem rüyalarımda.
Diliyorum
Hayal ediyorum işte.
23.09.2018 Gebze
5.0
100% (4)