22
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2159
Okunma

Kıyamet vaktidir bu gece
Kıyam et! Gönlü gönüllü güzel...
Ezel kara
Ecel beyaza sarınmakta
Gözüm torağa düşmeden
Çık düşümden!
Dertli bir İzmir akşamında..
Basmahane’nin ürkütücü dar sokaklarında
Tüm korkularıma inat
Anason kokusu takınmış ruh mayhoşluğum...
Bu yüzden gölgemdir bana tek dostum...
/ Vur kadehi şair
Şiirinle yalnızlıktan bir duble de ben aldım... /
Siyah -beyaz kirli taş üzerinde öylece serilmiş,
İzmir kadar canlı bir palyaçoydu öncesinde
Kılıktan kılığa bürünmüşleriyle
Meze edasının kibri vardı gözlerinde
/ Halbuki hiç yoktu...
Adı unutulanlardan bir körebe oyuncusuydu.../
Kordon sefasızlığı dert/ vefasızlıklar ruhumda
Yüzüm düşmüş siyah beyazların asimetriklerine
Dalga çığlığı martının kanat çırpınışı
Bu sesler çıldırtacak beni!...
Boynumda kordon atıyorum kendimi maviliğe
Adını umut koydum yokluğumun
Çırpınan bedenime rahmet eyle
Ki vereceğin son çare faydasız
Çekeceksen semâya boynumda kordon/ ben nefessiz
Bıraksan öylece
Öylece mavi dolacak ciğerlerime / Çaresiz
Şimdi dünyam sessiz
Az sonra yok
Az sonra bensiz…
/İzmir sana yetişemedi sesimin tınısı
Gün batımı yakamoz şimdi bir tabut yankısı/
Mate’08