Beşbin kelimeyle konuşulan dil Şimdi beşyüz küsür olmuş bunu bil Onda biri dilimde, onuda sil Bu konuya beyin lâzım, çok derin Dilimi yitirdim, dilimi verin
Şiir yazacamda kelime lâzım Kelimemi var,hani neyi yazım Sözsüz kelimesizde, çalsın sazım Ecnebinin dili olmasın şirin Dilimi yitirdim, dilimi verin
Yabancı sözleri çıkarın atın Benim öz dilimi getirin katın Dili olmayanın, ırkıda batın Türkçe ile,el dilini ayırın Dilimi yitirdim, dilimi verin
Ecdadım bakınız bizden ne ister Bayrağı, dinini,dilini ister Hadi sende emaneti göster Çıkart kelimeyi ecnebi şerrin Dilimi yitirdim, dilimi verin
Öz Türkçe nerde varsa toplayın Kendi dilinle söyleyin,hoplayın Kitabeleri var, Orhun, Altayın Kitapların içine tek tek girin Dilimi yitirdim, dilimi verin
Aras’ım artık dilimde tüy bitti Yabancı kelimeler canıma yetti Ecdadımın dili nereye gitti Açın kütüphaneyi yerlere serin Dilimi yitirdim, dilimi verin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÖNÜL DOSTU; "Dilimi ve töremi kim yıkabilir"..? - İÇİMİZDEKİ HAİNLER - Şiirimi okuduğunuz veya okuyacağınız için teşekkürler… ...........................................Saygı ve selamlar..
Yüreğine sağlık ustam. Maalesef unutulan o kadar çok Öztürkçe kelime var ki.
Bunda hepimizin suçu, ihmalkarlığı var.
Çok yönlü değerlendirmek gerekir.
Selamlar.
**
ÇORUM İSKİLİP YÖRESİNDE MAALESEF UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ BAZI ÖZTÜRKÇE KELİMELER.
A
A’lenmek: Eğlenmek, durmak, dalga geçmek, oyalanmak
Abariy: Hayret nidası
Abdesane: Tuvalet
Abdestlik: Banyo yapılan yer
Aboo: Hayret nidası
Ağa: Baba,
Ağca: Beyaz,
Ağnanmak: Yuvarlanmak, at, eşek gibi hayvanların yuvarlanması,
Aha: İşte,
Ahacık: İşte burda
Alaçık: Ağaç dallarıyla iskeleti kurulmuş ve çul kilimle örtülü çadır. (ALACIK)
Alma: Elma
Amaa: Şaşırmak
AMBAR: Hububat deposu,
Anadut: Buğday ve benzeri ekin destesini remorka veya başka bir araca yüklemede kulanılan üç kollu harman aleti. tarım aracı,
Annacı: Karşısı
Annacıma gel: Karşıma gel
Aş: Yemek
Aşamınan: Akşamleyin
Avu: Zehir
Ayakyolu: Tuvalet
B
Baba çıkasıca: Sinirlenilen kişiye söylenen söz
Badal: merdiven basamağı
Bahraç / Bakraç: Bakırdan küçük kova
Balak: Manda yavrusu
Baldırcan: Patlıcan
Bamiye: Bamya
Bardak: Çam ağacından oyulmuş 7-8 litrelik su kabı, seneğin küçüğü. "Eski çamlar bardak oldu" deyimi buradan gelmektedir. Şimdi ise bardak su bardağı-çay bardağı olarak algılanmaktadır. Su içmek için kullanılan bu günkü bardak yerine "TAS" kullanılmaktaydı,
Batman : Yaklaşık 20 Litrelik sıvı ölçü birimi,
Bayakdan: Biraz önce
Bazlama : Sacda pişirilen yuvarlak ekmek
Bekit: Kapat, ört
Belermek: Gözleri büyüterek öfkeyle bakmak,
BILDIR : Geçen sene,
Bıza' : Buzağı
Bi hapaz: Bir avuç
Bi dıhım : Bir lokma
Bibi : Uzaktan kadın akraba,
Bicimcik: Azıcık, az olan şey
Biçki : testere türü
Biley taşı : kesici araçları iyeleyen alet
BİZ : Delik delmeye yarayan alet,
Bostan : Kavun, karpuz tarlası
Boyunduruk : çift süren hayvanları birlikte yürüten ağaç çember
Boz : 1- sürülmemiş toprak, 2- Renksiz, gri renkte olan, Bomboz: Rengi atmış, Bomboz olmuş: Hastalıktan rengi iyice sararmış.
Böğür: Yan taraf, vücudun yan tarafı, böbreklerin olduğu kısım
Börtlekmek: Bir şeyi haşlamak
BÖRÜ : Zehirli bir örümcek türü,
Bucaklık: Evde kap kacak konulan yer,
Bugelek (g sağı n): Büyük baş hayvanları rahatsız eden, kanını emen, kolay kolay bırakıp gitmeyen, uçan bir böcek.
Bulamaç: Undan yapılan cıvık yiyecek
BUNDAN KEYLİ : Bundan sonra,
Buymak: Çok üşümek,
Büngüldemek: Suyun yerden fokurdaması,
Bürgü: Yemeni,
C
Cahal : Cahil, tam yetişmemiş, delikanlı
Camış : manda
Canavar: Kurt
Candarma: Jandarma
Cerek: Uzun ince ağaç, uzun boylular için de kullanılır
Ceyran : elektrik
Cıbır: Parasız, pulsuz
CILGA : Patika-keçi yolu,
Cıncık: Camdan yapılmış eşya,
Cırcır : Fermuar
Cızlavat : lastik ayakkabı
Cimciklemek : Çimdik atmak, çimdiklemek
Cirpeden: Hızlıca, birdenbire
Cof cof : Süs
Culuk: Hindi
Cuvara: Sigara
Cüce : civciv
Cücük: Civciv
Ç
Ça'al: Küçük taşlardan oluşan yığın.
ÇALHAMA : 1- Caminin yanındaki çeşme,
ÇALHAMA : 2- Yoğurtla ayran arası kıvamdaki yoğurt,
Çandı : Evin, ambarın köşesi
Çapıt : Bez Parçası
Çarkıt: Bozuk - külüstür,
Çatal kapı: Bahçeli evlerin dış kapısı
ÇEBİŞ : 1 Yaşındaki erkek keçi,
Çemkirmek : 1 . Birine karşı gelmek, sert cevap vermek. 2 . halk ağzında Köpek kesik kesik havlamak.
Çıngı: Kıvılcım,
Cıvıtmak: Oyun bozanlık
Çiğit : Çekirdek
Çilermek: Su sızması,
Çimmek: Yıkanmak
Çinilemek: Çınlamak,
ÇOR : Hastalık,
Çöğdürmek : küçük abdest yapmak (Özellikle çocuklarda)
Çöğmek: Yana yatmak,
Çökelik: Evde yapılan bir peynir türü,
Çömelmek: Dizlerinin üstüne çökmek
Çömütmek: Çömelmek,
Çördük : Armutun küçüğü
Çörtleğen / Çörten: Pınarlarda ve çatılarda su akan yer,
D
Dalmak: Bir yere girmek
Dam kürümek : ahırı süpürmek
Dam: Ahır, çatı
Darı : mısır tanesi
Demrağ: Egzema
Deze: Teyze
Dıldıbız : Fakir
Dibek : Ağaçtan yapılmış havan, sohu
Dinelmek : Ayakta durmak Dirgen : harmanda sapları yayan çatallı araç
Dolama : parmağın iltihaplanıp şişmesi
Donyağ: İçyağ - Çok soğu insanlar için de kullanılır -
Dölek: Düzlük,
Döş : göğüs
DÖVEN : Düven,
Duluk: Avurt
Duncukmak : Nefessiz kalmak, somurtmak,
Dürzü : (aslen bir mezheptir) aşağılamak için kullanılır
DÜVE : 1 Yaşındaki dişi inek yavrusu,
Düven : Harmanda traktör, at veya öküzle çekilen, ekinleri ezip saman yapmaya yarayan, aralıklarla kesici taşlar monte edilmiş kızak
E
Eci : Kız kardeş, bacı, abla,
Ecicik : Azıcık, bir tutam Ekti: Yiyecek konusunda yüzsüzlük yapan
Ellağam : Herhalde, galiba
Ellik: Ekin biçerken el parmaklarına takılan ağaç parmaklıklar.
Emişik: Bir memeden emen kardeş olmayan yavrular.
Emme : Ama
Emmi: Amca
Empirme: Kadın elbise kumaşı.
Enek : Misket, bilye
Enik: Kedi ,köpek yavrusu
Enteri: Zıbın , elbise
Erişmek : (meyvalar için) olgunlaşmak
Erze: Kapıyı kapalı tutmaya yarayan demir
EVLEK : Ekin ekerken ayrılan bölüm,
Evmek : acele etmek
Evrağaç/evirgeç: Ekmek çevirmeye yarayan uzun yassı tandır değneği,
Eyy: Efendim
Eze: Vücut, beden
F
Fağrimek : Yaşlanmak, ihtiyarlamak
Felfecir okumak : gözlerin fıldır fıldır dönmesi
Ferik : Piliç
Fırıldak: Oyuncak, kendisine güvenilmeyen, sahtekar
FİRİK : Kızarıp olgunlaşmaya başlayan buğday başaklarının ateşte kavrularak yenmesi,
Fişne: Vişne
G
Gabak : Kabak, kel
Galbır: Elekten büyük olan eleme aracı.
Gamaşmak : mayhoşluk
Gamyon : Kamyon
Ganara: Yemekten başka bir şey düşünmeyen işe yaramaz kimse, luzumsuz işlerle uğraşan
Garipsemek: Özlemek,
Gaste : Gazete
Gavillemek: Kararlaştırmak,
Gavurga: Patlamamış mısır, buğday kavurması
Gayillenmek: Kabul etmek,
Gayli : Artık
Gedik: Dişleri dökülmüş olan,
Gerneşmek: Gerinmek,
Gı : Erkeğin kadına seslenişi
Gıbraşma: Kıpırdama, hareket etme
Gıdık : Çene altı
Gıran giresice: İlenç (hastalık bulun inşallah)
Gıran: Toplu ölümlere sebep olan hastalık.
Gidişmek : kaşınmak
GOBEL : Erkek çocuğu,
Gocuk : kış giysisi
Godek / Gudük: Kısa
Göğ böğrülce : taze fasulye
Göğermek : yeşermek
Göğsemek : Hayvanların çiftleşmeye hazır olması
Gök: Yerine göre mavi-yeşil,
Göynek: Gömlek biçimli gecelik,
Göynümek : olgunlaşmayı da öte geçmek
Guguk : kuş türü
Gunnamak: Eşeğin, köpeğin doğurması,
Gurk: Yavru için yumurtaya basan ya da yeni civcivleri olan tavuk.
Guvermek: Yeşermek,
Güğüm: Bakırdan yapılan büyük su kabı, helke
Günnük : Yevmiye
H
HABE : Heybe,
Hağ: Sırtta taşınan büyük sepet,
Hamut: Çift süren öküzün boynuna takılır,
Hapaz: Avuç
HARAL : Büyük kıl çuval,
Hayat : avlu
Hazetmek / Hazitmek : Beğenmek, hoşlanmak
Heçlemek: Bozmak, atılacak hale getirmek, berbat etmek
Hedik : haşlanmış buğday
Hela: Tuvalet
HELKE : Su kabı,
Hergele: İşsiz sapsız, yaramaz insanlar için söylenen söz.
Heşlenme: Boşa gitme
Heyka : hikaye
Hırka: Eskiden kadınların giydiği folklorik bir giysi.
Hızar : ağaç biçen biçki
Hinkirmek: Sümkürmek,
Holluk : fol
Horanta : çoluk-çocuk
Hörüklemek: Bir şeyi ağzına kadar doldurmak,
Huysukma:Tedirgin olma, çekinme, huylanma
Hürü: Huri
I
Irakı: Rakı
Iramazan: Ramazan
Irbık: İbrik
Irza: Rıza
Isıcak: Sıcak
Islağaç : Yufka ekmek pişirirken çevirmeye yarayan yassı tahta
Islama : ekmek ıslama
Işgın: Fidanın sürgün kısmı - filiz,
İ
İBRİK : Abdest almaya yarayan su kabı,
İdare: Gazyağı ve fitil kullanılarak kullanılan camsız aydınlatma aracı.
İkileme : tarlayı ikinci kez sürme
İleğen : Leğen
İlergün/ürelüğün: Dünden önceki gün
İlistir: Delikli süzme kabı
İliye: Öyle değil mi
İrbam : İbrahim
İRİLİK : Samanın irisinin konulduğu yer,
İt dirseği : göz kenarında çıkan bir kabarcık
İya’ : Kaburga kemiği,
K
Kademsiz: Şansız, talihsiz, uğuru olmayan
Kaktır: İttir.
Kapçık : kabuk
KARAVUK : Baharda toplanarak yenilen ot,
Kaş : uçurum, tepe sırtı
KAŞIKLIK : Kaşık konulan askılı tahta kap,
Katık: Yoğurt, ayran,
Kaynata: Kayınpeder
Kekil: Yeni gelinlerin kulak yanlarında kesilerek şekil verilen saç
Kele: Pekiştirme sözü,
Kelem : Lahana
Kemre: Hayvan gübresi
KENDİGELEN : Yere dökülen tahılın ertesi yıl kendiliğinden bitmesi,
Kertmek : Oymak, işaret koymak Kes: Samanın incesi yendikten sonra, yemlikte kalan iri kısmı
Kesek: Tarlanın sürülmesinden sonra oluşan iri toprak parçaları.
Keskenmek: Atacakmış gibi, vuracakmış gibi yapmak,
Keş: Yağsız Peynir
Kımçıtmak: Keserken koparmak,
KIR : Yazı-yaban,
Kıran girmek : bitmek sona ermek, salgın hastalık
Kırık: Kadınların yabancı erkek dostu
Kırklık: Koyunların yününü, keçilerin kılını kesmede kullanılan bir tür makas
Kırkmak: Kesmek
Kırmaşmak / kıpraşmak: Kımıldamak,
Kısrak : Dişi at
Kıyak yapmak : İyilik yapmak, torpil geçmek
Kirez: Kiraz
Kişkişlemek: Kışkırtmak,
KOSTAK : Forslu olan,
Kömbe: Alttan ve üstten odun ve tezek ateşiyle sinide pişirilen mayalı çörek
KÖMÜŞ : Manda,
Kösüre : kesiçi araçları iyeleyen bir alet , bileği
KÖYNEK : Atlet yerine kullanılan iç çamaşırı,
Kumpir: Patates
Kuruluk: yüksekçe yer
Kuytuk : çukurca yer
Külek: Buğday ölçü birimi, kavanoz şeklinde kap, küçük yağ fıçısı,
KÜLÜK : Balyoz,
Küpür: Süpürünce çıkan toz toprak,
Küskü : sopa
Kütük : ağaç gövdesi, kısa, bodur
L
Türkçede L ile başlayan kelime pek yoktur.
LEĞEN : Abdest alırken suyun döküldüğü kap,
Lök: Gaz lambasının cam takılan kısmı
Löküs: Lüks( Gaz yakıtlı aydınlatma aracı)
M
Ma'da : başka
Madara: Rezil olma, alay konusu
Madeniz: Maydanoz
Mağza : bodrum kat odası
Mahana : Bahane
Mal: Büyükbaş hayvan
MALAMA : Savrulmaya hazır samanla tane karışımı yığın,
MALAMAT : Rezil,
MAŞALAMA : Bahçede sebze ekmek için ayrılan küçük bölümler,
Meccanen: Bedava, beleş
Meğsimek: Mühimsemek, önemsemek, drğer vermek
Merdimen: Merdiven
Misir: Mısır
Mostra: Gerçek, gerçek yüzünün ortaya çıkması.
Motur: Traktör
Mugallit: Komik hareketleri olan, güldüren kişi.
Musmul: Mundar olmayan - temiz,
Muzur: Yaramaz, yaramaz işler yapan
Münkürcü: İyilik bilmez , nankör.
N
Nacak: Küçük balta
N’oldum delisi: Konumu, durumu değişince havalara giren insan.
Nahal : Nasıl
Narasın: Ne arar (Narasın gız anam yok)
Niyittin : Ne yaptın
NODUL : Ucunda çivi olan sopa,
O
Ocaklık : eski evlerde ateş yanan yer
Okka: Bir kiloramdan biraz fazla ağırlık ölçüsü
Oklaa: Oklava
Okuma: Davet, davetiye
Omar: Ömer
Ö
Ödüm goptu: Çok korktum
Öğnük: Önlük
Öğörsemek : ineklerde çiftleşme arzusu
Öndere : Ucu çivili uzun sırık, övendere
ÖNLÜK : Kadınların ev işi yaparken önlerine taktıkları bez,
Örklemek : bağlamak
Ötüğün : Öteki gün, önceki gün
ÖVENDERE : Nodul,
Özemek: Bir şeyi fazla uzatmak, yoğurt vb malzeleri cıvıklaştırmak
P
Palaspandıras: Hazırlıksız, alelacele ile hareket etmek.
Pantul: Pantolon
Parpı: Şifalı çamur
Paya: Havalı, cakalı
Pece: Baca,
Peşkir : el havlusu
Pınsık: (Ateş için) Bir türlü alev almayan, habire tüten, pasif
Pırtmak: Hızlıca kopmak, ayrılmak, kaçmak,
Pinnik: Kümes,
Poğsumak : buharlanıp ıslanmak
Pörtleme : dışına taşma
Pu'ar : pınar, su yalağı, çeşme
Pürtük: Küçük parça
R
Türkçede R ile başlayan kelime pek yoktur.
S
SABAN : Çift sürmeye yarayan tarım aleti,
Sac ayağı :
Sacayağı: Üzerinde yemek pişirlen üç ayaklı demir
Saçkı: Tandırda yakılan ot,
Saçma : serpme
SAHAN : Tabak,
SAHANLIK : Tabak konulan yer,
Sallı : ağır
Sap yiyip, saman sıçmak: Ne dediğini bilmeden saçma sapan konuşmak.
Sap: Ekin sapı/iri saman,
Seğirt: Koş
Seki: Oturak,
Seklem (kıl çuval), silgi (banyo havlusu),
Sekmen: Zeminden 30-40 cm yükseklikteki yer
Sene: Yıl
SENEK : Çam ağacının kütüğünden oyulan, tarlalara su içmek için götürülen, yaklaşık 20 litrelik su kabı,
Senit: Üzerinde hamur açılan, meyve, sebze doğranan tahta tabla.
Sergen: Raf
Siğme: Akıtma, işeme
Sini: Büyük tepsi
Sinsin: Ateş çevresinde oynanan oyun
Sohum: Yufka ekmekten yapılan, sulu yemek almaya yarayan kaşık gibi parça
Sokranmak: Homurdanmak,
Soku: Bulgur, keşkek dövülen dibek
Sokum-sohum: Yufka ekmeğin kaşık gibi kullanılması,
Somak : Mısır koçanı
Sorutmak : Yüzünü ekşiterek oturmak
Söbe: Tam yuvarlak olmayan
Sündürme: Uzatma
Sütlük: Eskiden yemek, yoğurt ve yağ gibi yiyeceklerin koyulduğu yer.
Süzme : bez ile süzülmüş yoğurt
Ş
Şafak: Alın
Şaplak : şamar
Şepit: Bazlama ekmeği
Şıvgın : sürgün, ince dal
Şilepe : Yapış yapış
Şindi / Şindik: Şimdi,
Şipit: Terlik,
Şippedenek: Hemencecik
ŞİREVİT : Üzümlerin pekmez yapmak için doldurulduğu, çıkan şıraların alt yanındaki bir delikten boşaltıldığı ağaçtan yapılma V harfi şeklinde olan 2,5 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğine ve 80 cm yüksekliğinde at arabası veya kağnı ile taşımaya uygun, üstü açık olan depo,
ŞİŞEK : Kısır koyun,
T
Talla : Tarla
Tas: Bardak anlamında da kullanılır,çukur tabak anlamında da
Tataram: Üşütme sonucu mide ekşimesi, mideyi bozmak, kusmak
Tavatır : Çok iyi, güzel
TEKECEN : Baharda toplanarak yenilen ot,
Temek : Ahırdan hayvan dışkılarının atıldığı delik, küçük pencere,
Tengdirmek: Ortadan kaybolmak, ölmek, elden çıkarmak
Tepik: Tekme
TINAZ : Saman yığını,
Tınaz: Harman düvenler tarafından dövüldükten sonra yığılan saman ve tanelerin karışımı olan yığın.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.