3
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
2175
Okunma

Sen; memba ol; aydınlık mevkiinde
Bekle, nazenin kaynağında hele;
Gelmeyen,
Gelmesin.
Güneş ol; gözleri kamaştıran ,
Gir sinelere, nur’un ile
Huzmelerinden yararlanmayanlar,
Boşver,
Yararlanmasın.
Çınar ol asırlara meydan dokuyan,
Çevrene, o enfes gölgeni salıver,
O gölgene sığınmayan,
Sığınmasın.
Sen;
Sabahın lezzetini taşıyan
Çam kozalakları gibi ol,
Çatlayınca, salıversin ÇAM kokusunu,
Zağferan niyetine sürsün Hüd Hüd Kuşları,
Adanmış adaklarının üzerine, edeplice.
Ve tohumların
Şerha şerha uzansın salkım halinde,
Tatmayan tatmasın,
Almayan, almasın.
Sen;
Güle meftun bülbül oluver,
Her dem Gül ile hemhal olmak için.
Âşık, maşuk ile sarmaş dolaş ise
Sende maşukuna şakıyıver,
Varsın hicranlı nağmelerini
Çağırdığın, o uzaktan seyre dalan,
Mahur gözlerindeki ışıltının kaynağını
Maşukun değil de
Başkaları sürünsün,
Hayâsızsa, başkaları kullansın.
Ama yine de Sen; SEN ol..
“SEN” ol ki; ümitsizliğe değil,
Yarının aydınlık dünyasına taşı ateşi,
Yak bütün gönülleri,
Kalmasın kâinatta bir mahzun gönül,
Denizlerin kumları,
Yağmurların taneleri,
Mahlûkatın solukları adedince,
O boynu bükük yetim kalpli garipler,
Duysunlar, verdi desinler, SEN’ i görsünler.
Bursa..
5.0
92% (12)
4.0
8% (1)