Yanık türküleri sardı
Sisli kurşuni
ağırlığında hava
Uzakta kartal çığlığı
Nereden geldiği
belli değil
Yankılandı iki yakadan
Uzakta dere kenarında
Güngörmüş nine
kendince söylenir
Haberi yok
hiçbir şeyden
Doğanın koynunda
kaybolmuş
Emmim temel söylenir
Dudaklarında
küfürle birlikte
sarma ciğarası
Ta uzağa
kaybolmuş gözleri
Yılların bittiği yer
Yunus yeni bebe
Bende varım diyerek
Gelmiş dünyaya
Yarın benim demiş
doğduğunda
Masum çocuk eli
İlk tutuşu sıçaklığında
Buğdaylar bereketli
ovada
Bahçede meyveler
Zeyno
bir alımlı bir endamlı
bu yaz
Yari gelecek eskerden
Harman zamanı
düğün
Az kaldı diyor
Yakın gelecek
Asker reşat
Sınır ötesınde
Bir yari zeyno
Bir yari vatan
Anlatır
nöbetlerde
dağlara taşlara
Ve dün gece
Hain bir pusu
Şehit
İki yaka dağları
Yanık türküler sardı
Reşatın düğünü
bu gün diye
Ağıtlar sustu
Yanık türküler var