Erken gider tosbağalar buradan
Dedim ki sinekler hep duman içinde
Duman içinde sarılır kumrular/
Ağızlarında anız kırıntısı
Bir yuvaya kerpiç örer kanatları


Sev dedim!
Saçlarına gölge düşmüş güneşin
Ablak yüzünü sev/
Işıltısını koru…
Sürüler matem buralarda
Ayaklar dirgen/
Ayaz diken…


Sarı Hatice’nin yazgısı gibi
Erken gülemedim
Erken ölsem mi diyorum
Bir goncaya sarılmadan
Bir aşka titremeden…
Ağustos gibi ölsem
Eylüle gömülsem
Anız koksa ellerim
Yüreğim
Acım
Sevdam…


İki husumetin ortasına gömseler beni
Biter mi? Kardeş kavgası
Töre dalgası/


Kokuşmuş bahtiyarlık biter mi?
Anız çalın yaralarıma/


Ansızım…

uzun soluklu bir aradan sonra tekrar günün gerdanına asılmak güzel,
edebiyat defteri seçici kuruluna ve şiirlerimde beni yalnız bırakmayan
yorum yazan beğenen dostlarıma, sevgi ve saygılarımla...