19
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
1476
Okunma

Güneş asılır bazen ağaçların dallarına
Sallanır günlerce
Bazen de Ay saklambaç oynar bulutlarla,
Saklanır saatlerce
( Neden şavkını saklarlar ki sen gibi
Bazen gecelerce... )
Bu arada
Devir devran hep kendi âleminde
Döner senelerce...
…………………………………..
Biz neresindeyiz bu döngünün?
Bazen
Aralık kapılardan sızan kör ışıklar gibi
Sesin gelir kulağıma belli belirsiz…
Tedirgin, karşıdakini kollayan,
Nefesini ve sözlerini yutar gibi.
Sanki içinden konuşan, sessiz...
Hadi ne diyeceksen de!..
Gün yüzüne çıksın
İçinde yaşattığın biz.
Ketum olacağım derken
Güven sarsan içindeki o büyük giz!...
..........
Ne dersin,
Nefes yetmediği için mi
Soluklanamıyor bir türlü
Bir türlü yarınlara çıkamayan
Belki de hiç çıkamayacak olan geleceğimiz?
………………………………………….
İşte dişlisi kırılmış atlıkarınca misali
Hem kendi etrafımızda döndük,
Hem de uzaklara savrulduk.
Dibe vuracağımızı bilsek
O ‘oyun parkı’na bilet alır mıydık?
Ya da ben göze alır mıydım sensiz...
........
Bir el uzansa yetecek çekip almak için
Yüreğimin içinden kanatlarını
Daha özgür uçacaksın belki o zaman...
Hayal miydi yaşadıklarım diyorum…
Neşesi, heyecanı içime işleyen
Neyin nesi
Çok derinlere kazınıp kalmış bu iz.
Yoksa göremedik mi
‘bir bilet parasına’ girilen ‘oyun parkı’ndan
Çıkılamayacağını bedelsiz?..
.........
Kapıdan güle oynaya, iki sevdalı gibi girdik,
Çıkarken bir bilet daha kesildiğini bilmiyorduk,
Bedelini pahalıya ödedik!..
21.03.2017 Serap IRKÖRÜCÜ
5.0
100% (28)