0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
760
Okunma
Sarı, sararmış yeşil , bazen donuk bir kırmızı
Bazen de su damlacıklarından aynadır
Sonbaharın renk tarifi
Peki bu mudur bu mevsimi hüzün pınarı yapan
Bu mudur kartpostallarla hasret dağıtan
Şairlere bitmek bilmeyen şiirler yazdıran
Her bir dizesinden zifiri elem fışkıran
İşin aslı cok cok farklıydı oysa kırık penceremde...
Her bir yaprağın uçurumdan düşüşüne
Saatlerce kafa yorabilir insan
Her biri bir intihardır çünkü
Güneşli günler boyu üzelerinde bir gelin süsü gibi taşıyan dallar
Yoruldukları gerçeğini ’ zamanı geldi’ bahanesiyle örtüp
Bir vedaya mecbur kılarlar mağrur, yaşlı, kırılmış yaprakları
Ve ıslak ıslak sürekli esen bir rüzgar eşliğinde
Bırakırlar kendilerini boşluğa
Ya bulutlara ne demeli
Yükledikleri hüzün damlalarını
Önce serperken sonra kurşun atar gibi
Dökmez mi yeryüzünü solgun renklerle kaplayan
Sonbahar simgelerine
Bir yerden sonra acıda sıradanlaşır derler ya
Alışılmıştır bulutların zulmüne
Çamurların , bazen bir ayak izinin
Bazen bir hayvan pisliğinin arasına sığınmıştır yapraklar
Rüzgar her ne kadar uğraşsa da bir mevsim boyu
Cok azını alıp uzaklara başka baharlara götürebilmiştir
Güneş her ne kadar ikna etmeye çalışsa da huysuz dalları
Yine de gelmiştir sonbahar koyu bulutlar eşliğinde
Ve bir soykırım olmuştur nihayetinde
Binlerce ceset yer yüzünü bezemekte
Ve katliam ismindeki korkunçluğu hiç çekinmeden
Bu bahara devretmekte.
Sonbaharı renkler değil cesetler farklı kılar
Bu mevsimde doğmaz yapraklar
Bazen toplu bazen sırasıyla
Ölüme bırakırlar kendilerini
Başka vefasız dallara süs olmaya
Başka bir baharda
Hayat bulmak umuduyla...
5.0
100% (2)