Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
resulcivcik
resulcivcik

MANİLERİMİZ-YÖRÜK TÜRKMEN MANİLERİ-1 (kaybolan değerlerimiz)

Yorum

MANİLERİMİZ-YÖRÜK TÜRKMEN MANİLERİ-1 (kaybolan değerlerimiz)

( 13 kişi )

17

Yorum

20

Beğeni

4,9

Puan

2797

Okunma

MANİLERİMİZ-YÖRÜK TÜRKMEN MANİLERİ-1 (kaybolan değerlerimiz)

MANİLERİMİZ-YÖRÜK TÜRKMEN MANİLERİ-1 (kaybolan değerlerimiz)

ANONİM HALK ŞİİRİNDE MANİ
Maninin oluşumu üzerine bugüne kadar farklı görüşler öne sürülmüştür, ancak kelimenin kökenini açıklayan kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Fuat Köprülü, “mani” kelimesinin “mana”dan geldiğini öne sürer. Bu görüşü ileri sürenler, Arapça “mana” kelimesinin Farsçada “mâ’ni” şeklinde söylendiği, oradan da Türkçeye geçtiği kanaatindedirler. Bu görüşün yanı sıra kelimenin “man” kelimesine “-i” nispet ekinin eklenmesiyle oluştuğunu düşünenler de vardır. Böyle bir görüşün öne sürülmesinde Türk halk şiirindeki bazı türlerin boy veya kabile adlarından oluşmuş olması etkili olmuştur.



Bilindiği gibi türkü (Türk), varsağı (Varsak) ve bayatı (Bayat) kelimeleri bazı boylara özgü ezgileri veya şiirleri karşılamak için kullanılmaktadır. Benzer bir mantıkla mani kelimesinin de “man+i=mani” şeklinde bir yapıya sahip olduğu ileri sürülmüştür. Mani kelimesinin kökeni konusunda iki farklı görüş öne çıkmaktadır. Ancak bu görüşlerden hangisinin daha tutarlı olduğuna karar vermek daha çok dilbilimcilere düşen bir görevdir. Kelimenin kökeni ne olursa olsun, mani türü çok geniş bir coğrafyada bilinen ve kullanılan bir şiir tarzıdır. Şimdi maninin öncelikle Anadolu’da, daha sonra ise Anadolu dışındaki Türk boylarındaki adlandırmalarına bakalım.

Mani tarzındaki şiirlere Aydın’da “mana“, Artvin ve Denizli’de “mâna“, “deyiş”, “deyişleme“; Şanlıurfa’da “meani” (kadınların söylediği maniler) ve “hoyrat” (erkeklerin söylediği maniler), Kars’ta “meni“, Erzincan’da “ficek“, Doğu Karadeniz’de “karşı-beri” denir. Ayrıca Doğu Anadolu’da türkülerin bentleri arasında “pişrevî” denilen manilerin okunduğunu biliyoruz.

Anadolu dışındaki Türk topluluklarında da mani karşılığı olarak çeşitli kelimeler ve kelime birlikleri kullanılmaktadır. Ahıska’da “mahnı“, “Azerbaycan’da “bayatı“, “mani”, “meni”, “mahnı”, “mahna”; Kerkük’te “meni “ve “me’ni”, Pirizren Türklerinde “martifal”, Gagavuz Türklerinde “şın”, “çın” ve mâni”; Kıbrıs Türklerinde “mâni”, Irak Türklerinde “me’ni”, “hoyrat”, “horyat”, “koryat”, “koyrat”; Kırım Türklerinde “mane”,”cır”, “yır”, “çıng”, “çinik/çinig”; Kumuk Türklerinde “sarım”, “Nogay Türklerinde “şın” ve “çın”, Kırgızistan’da “tört sap”, “aytipa”, “öleng”, “kayım ülenek”, “aytış”; Kazakistan’da “ölen”, aytıspa”, “aytipa”, “gayım ölen”, “kayım ülenek”; Özbekistan’da “törtlik”, “aşula”, “koşuk”; Uygur Türklerinde “yörtlik”, Türkmenistan’da “rubayı”, “rubağı”, “moncugattı” ve “lele”; Kazan Türklerinde “şiğir töri”, Başkurt Türklerinde “şiğir törö” gibi sözler, mani türündeki şiirler için kullanılır.

Mani kelimesinin yapısında olduğu gibi mani türünün kökeni konusunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlerin bir kısmı, mani tarzı şiirlerin eski dönemlerde de var olduğunu, hatta Türk halk şiirinin ilk örneklerinin bu şekilde verildiğini ileri sürer. Bu görüşün önde gelen isimlerinden Fuat Köprülü, maniyi Türk şiirinin en eski şekli olarak kabul eder. Ona göre maniler birleşerek türkü, koşma, sagu, mersiye ve destan gibi şiirleri meydana getirmiştir.

Pertev Naili Boratav ise mani türünün, İran rubailerinin ve fehleviyyatlarının Türk şiirini etkilemesiyle oluştuğunu ileri sürer. Boratav’a göre mani, Fars şiirinin etkisiyle oluşmuştur. Boratav’ın bu görüşüne Köprülü’nün yanı sıra Osmanlı şiiri üzerinde çalışan Gibb de katılmaz. Gibb, manilerin mısra sayısı ve kafiye düzeni açısından rubailere benzemekle birlikte, rubailerden ayrı ve Türklere has bir tür olduğunu söyler. Gibb’in bu düşüncesi, ciddiye alınacak bir yaklaşımdır. Maniler, rubailer ve fehleviyyatlarla bazı ortaklıklar taşımakla birlikte doğrudan bu türlerin tesiriyle oluşmuş bir şiir tarzı değildir. Rubailer, genellikle felsefi konuları işleyen ve aruzla yazılan şiirlerdir. Hâlbuki maniler hemen her konuda sıradan insanların söyleyebildiği heceli şiirlerdir. Sözlü gelenekte bu kadar yaygın olarak kullanılan bir nazım şeklinin veya türünün doğrudan İran edebiyatına bağlanması doğru bir yaklaşım değildir. Türk halk şiirinin yapısı ve söyleyiş özellikleri mani türünün oluşumu için oldukça uygundur. Bu bakımdan maninin kökenini halk şiiri tarihimizde aramalıyız.

Mani türündeki şiirlere en yakın örnekler, Uygur döneminden kalma şiirlerde ve Divanü Lügati’t-Türk’te yer almaktadır. 4+3=7 heceli ve dörtlük şeklinde çok sayıda şiirin bulunduğu Divan’daki şiirler, manilerin oluşumuyla ilgili önemli ipuçları sunmaktadır. Günümüzdeki manilere benzeyen ilk şiirler, 13. yüzyılda yaşayan Şeyyad Hamza’ya aittir. fieyyad Hamza, başından geçen hadiseleri anlatırken birkaç maniye de yer vermiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde de mani örneklerine rastlanmıştır. Mani tarzındaki şiirler özellikle on dokuzuncu yüzyıldan sonra kaleme alınan kaynaklarda sıklıkla karşımıza çıkar.

Maninin Şekil/Yapı ve Tür Özellikleri
Kafiye Düzeni: Manilerin bilinen kafiye örgüsünde, birinci, ikinci ve dördüncü mısralar kendi arasında kafiyeli, üçüncü mısra ise kafiyesizdir. Böyle bir kafiye düzeni ise aaxa şeklinde ifade edilebilir. Böyle bir kafiye örgüsü maniye hastır. Bütün maniler bu düzende söylenmez. Özellikle Karadeniz ve İstanbul semai kahvelerinde söylenen manilerde kafiye düzeni abcb olabilmektedir. Bu kafiye düzeni, manilerin karşılıklı söylenmesinden kaynaklanır. Az da olsa manilerde aaaa şeklinde bir kafiye düzenine de rastlamak mümkündür.

Ölçü ve Durak: Maniler genellikle 7’li hece ölçüsüyle söylenirler. Bununla birlikte 4, 5, 6, 8, 10, 11 ve 14 heceli maniler de bulunmaktadır. Durak açısından bakıldığında ise yedili hece ölçüsüyle söylenmiş manilerde durak genellikle 4+3 şeklinde, bazı durumlarda ise 3+4 ve 5+2 şeklinde olabilmektedir. Ancak özellikle yedili manilerde genellikle durak kullanılmaz, çünkü mısraların hece sayısı az olduğundan durağa çok fazla ihtiyaç duyulmaz.

Mısra Yapısı: Maniler, dört mısradan oluşan şiirlerdir. Bu yönüyle halk şiirindeki nazım birimi anlayışıyla uyumlu olan manilerin bu yapısı, kafiye örgüsüne de yansımıştır. Aaxa şeklindeki bir kafiye düzeni de dörtlüğü zorunlu kılmaktadır. Ölçüde olduğu üzere manilerin mısra sayılarında da bazı değişiklikler vardır. Dört mısralık manilerin yanı sıra altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on dört, on altı ve on yedi mısralık manilere de rastlamak mümkündür.

Manilerde asıl söylenmek istenen üçüncü ve dördüncü mısralarda söylenir. Bu yüzden pek çok araştırmacı maninin ilk iki dizesine “doldurma” demiştir. Yani ilk iki dize, manide dile getirilen manayla ilgisi olmayan mısralar olarak değerlendirilmiştir. Diğer türlerde olduğu gibi manide de bazı mısraların anlamdan bağımsız olması, onların gereksiz olduğunu göstermez. Aksine halk edebiyatı türlerindeki her bölümün kendine göre bir görevi vardır. Bu bakımdan manilerin ilk iki dizesine “hazırlık” veya “giriş” mısraları adını vermek daha doğru bir yaklaşımdır. Maniyi söyleyenler, ilk iki mısrada kendi kültürlerinde var olan bir durumu veya olguyu yedili iki mısra haline getirerek söylemek istediği söze hazırlık yapar. Bu hazırlık çok yönlüdür. Öncelikle şekil olarak bir hazırlık söz konusudur. Üçüncü ve dördüncü mısraların bir nazım şekline tabi olabilmeleri için birinci ve ikinci mısralara ihtiyaçları vardır. Ayrıca bazen üç ve dördüncü mısralardaki manayı güçlendiren düşünceler ve örnekler ilk iki dizede verilebilir. Kısacası maninin üç ve dördüncü dizelerini değerli kabul edip diğer kısımları gereksiz görmek doğru değildir. İlk iki dizenin de şiire katkısı vardır.

Konu: Anonim halk şiirinin geniş kitlelerce kullanılan türü olan maniler, hemen her konuda söylenebilirler. Hayatın hemen her safhası ve alanıyla ilgili mani vardır. Bu yüzden manide konu sınırlaması yoktur. Mani söyleyicileri yetenekleri elverdiği ölçüde ve istekleri doğrultusunda çok çeşitli konuları maniye taşımışlardır. Bazı konular sıklıkla kullanılırken ve bazıları ise daha az rağbet görmüştür. Manilerde karşımıza çıkan belli başlı konular; sevgi, aşk, ayrılık, gurbet ve sitemdir. Bunlara ilaveten hayvanlarla, bitkilerle, askerlikle, gelin ve kaynana arasındaki çekişmelerle, şehirlerle, dini ve milli bayramlarla, mesleklerle ve nazarla ilgili maniler de vardır.

Ezgi: Maniler, ezgiyle söylenen şiirlerdir. Kayıtlar, İstanbul’da manilerin “Adam aman aman” şeklinde başladığını ve ezgili bir şekilde söylendiğini göstermektedir. Türkü ve ağıtta da olduğu gibi halk şiirindeki pek çok şiir, ezgiyle söylenir. Şiirler salt metinler değil, müzikle birlikte icra edilen ve müzik değerine sahip ürünlerdir. Maniler, çok çeşitli ezgilerle icra edilebilir, ancak değişmeyen kural, manicilerin bu şiirleri ezgiye koşarak söylüyor olmalarıdır.

İşlev: Manilerin çok çeşitli söylenme ortamları vardır. Ramazan ayında davulcular, pazarlarda satıcılar, fal bakan falcılar, semai kahvelerinde âşıklar; imeceye, düğünlere, nevruz ve hıdrellez eğlencelerine, saya gezmelerine katılanlar maniye sık sık başvururlar. Mani söyleyenlere “manici”, “mani yakıcı” veya “mani düzü-cü” adlarının verildiği bu gelenekte mani söylemeye “mani yakmak”, “mani düzmek” ve “mani atmak” adı verilir. Türk halkının duygularını ve düşüncelerini dile getirdiği bu maniler, oldukça işlevsel şiirlerdir. Tarlada çalışan işçiler vakit geçirmek veya işlerinde daha iyi performans gösterebilmek, ramazan davulcusu bahşiş toplamak, askerden evine mektup yazan bir genç, duygularını yoğun bir şekilde anlatabilmek, düğünlerde genç kızlar gelini ağlatmak, bayraktarlık yapan delikanlılar ise meramlarını dile getirebilmek, saya gezmelerinde çobanlar veya çocuklar, sayacının geldiğini bildirebilmek, genç kızlarla delikanlılar birbirleriyle şiirsel bir üslupla haberleşebilmek için mani tarzındaki şiirlere başvururlar. Mani, halk kültüründe müzik ve şiir zevkini karşıladığı kadar sosyal iletişimi de sağlamaktadır. Hayatın çok çeşitli alanlarında insanlar, bu şiirler sayesinde sevinçlerini, üzüntülerini, özlemlerini, eleştirilerini, kısacası hayata dair hissettiklerini karşıya aktarmaktadırlar. Muhataba söylenen maniler, çoğunlukla karşılık bulur ve böylece müzikal bir iletişim gerçekleşmiş olur.

Manilerin Tasnifi

Maniler yapılarına, konularına ve kullanım alanlarına göre tasnif edilmektedir. Öncelikle yapı açısından manilere göz atalım.

Yapılarına Göre Maniler
Düz / Tam Mani
Halk kültüründe yer alan manilerin pek çoğu bu mani tipiyle söylenmiştir. Yedi heceli, birinci, ikinci ve dördüncü mısraları kendi arasında kafiyeli, dört mısralık manilere düz veya tam mani denir.

“Ayva külde pişer mi?
Gül yanaktan düşer mi?
Sen orada ben burda,
Bana gülmek düşer mi?” (Elçin 1990a: 42).

Kesik / Cinaslı Mani
Dört veya beş mısradan oluşan cinaslı manilerin ilk dizesinde cinas yapmak için kullanılan bir hazırlık sözü yer alır. Bu yapı, manide “ayak” görevini üstlenir. Bu ayak, diğer mısralarda bir veya birden fazla anlamda kullanılır. Eski dönemlerde İstanbul semai kahvelerinde, İç, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da söylenen bu manilere “doldurmalı kesik mani”, “ayaklı mani” gibi adların yanında Urfa ve Kerkük’te “hoyrat” veya “horyat”, Azerbaycan’da ise “bayatı” denir.

Cinaslı mani söyleme geleneğinin yaygın olduğu yerlerin başında İstanbul gelir. Eski dönemlerin İstanbul’unda cinaslı manileri, doğaçlama olarak söyleyebilenlerin büyük itibar gördüğünü kaynaklar bize bildirmektedir. Bir cinaslı maninin nasıl birden ortaya çıkabileceğini Nevzat Gözaydın nakletmektedir. Olay, Haliç köprüsünde geçer. İstanbul’un ünlü manicilerinden Perişan Halil, mezbahaya bir dana götürmektedir, ancak köprü üzerinde dana bir çocuğa boynuz vurur. Bunu görenler, Halil’in ve danasının etrafında toplanmaya başlarlar. Bu durumdan sıyrılmak isteyen Perişan Halil, hemen elini kulağına atar ve başlar bir mani okumaya:

“Adam aman…
Bu dana
Vurdu dana subyana
Boynuzları budana
Çıktı artık gözümden
Sizin olsun bu dana” (Gözaydın 1989: 9).

Perişan Halil’in okuduğu bu mani, cinaslı bir manidir. “Bu dana” şeklinde bir sözle başlar. Bu şekilde başlangıç, maninin ilk dizesini “kesik” yapmıştır. Cinaslı manilerin bir kısmında ilk dize, bu örnekte olduğu gibi, kesik, yani hece sayısı açısından diğer mısralardan farklıdır. Bu şiirleri söyleyenler, daha çok sanat gücünü ve şiir söylemedeki yeteneğini gösterebilmek için böyle bir yapıya başvururlar. Kullanımı kolay bir mani türü olmadığı için de cinaslı maniler, düz maniler kadar yaygın değildir.

Yedekli / Artık Maniler
Bu manilerin mısra sayıları dörtten fazladır. Mısra sayıları arttırılarak oluşturulan bu manilerin cinaslı manilerden ayrılan yönü, kafiyede cinasın bulunmamasıdır.

“Şu dağlar garip dağlar
İçinde garip ağlar
Kimse garip ölmesin
Garip için kim ağlar?

Ağlarsa anam ağlar
Küsûru yalan ağlar.” (Gözaydın 1989: 13)

Konularına Göre Maniler
Maniler hemen her konuda söylenebilen şiirlerdir. Bu yüzden onları konularına göre tasnif etmek oldukça güçtür, ancak bazı denemeler olmuştur. Doğan Ka-ya’nm yaptığı tasnifte maniler konularına göre şu şekildedir:

1. Sevda Manileri,
2. Şehir Manileri,
3. Cinsel Konulu Maniler,
4. Ramazan Manileri,
5. Millî Hislerle Söylenmiş Maniler,
6. Mektup Manileri,
7. Hayvanlarla İlgili Maniler,
8. Askerlik Manileri,
9. Gelin-Kaynana Manileri,
10. Tatlılarla İlgili Maniler,
11. Öğüt Manileri,
12. Sosyal Konulu Maniler,
13. Felek İçin Söylenmiş Maniler,
14. İsimlerle Kurulu Maniler,
15. Gurbet Manileri,
16. Anne İçin Söylenmiş Maniler,
17. Sünnet Manileri,
18. Meslek Manileri,
19. Mezar Taşı Manileri,
20. Kabadayı Manileri,
21. Nazarla İlgili Maniler,
22. Kardeş Manileri,
23. Irmak Manileri,
24. Politik Maniler,
25. Fotoğraf Arkası Manileri,
26. Tarih Bildiren Maniler (Kaya 2004: 80-98).

Kullanım Alanlarına Göre Maniler
Manilerin halk kültüründe geniş bir kullanım alanı vardır. Hayatın çok çeşitli safhalarında maniler sıklıkla kullanılmışlardır. Daha önce de belirtildiği gibi kısa ve kullanımı kolay bir şiir türü olduğundan halk içinden hemen herkes rahatlıkla maniyi kullanabilmiştir. Diğer bir ifadeyle şiirle duygu ve düşüncelerin aktarıldığı durumlarda Türk halkı öncelikle maniye başvurmuştur. Bu da maninin yaygın bir tür olmasını sağlamıştır.

Manileri “söylenmesine vesile olan yerlere ve şartlara göre” tasnif eden Pertev Naili Boratav, manilerin kullanım alanları ile içerikleri arasındaki bağın zayıf olduğunu belirterek manileri şu şekilde gruplandırır:

1. Niyet, Fal (Yorum) Manileri
2. Sevda Manileri
3. İş Manileri
4. Bekçi ve Davulcu Manileri
5. İstanbul’da Bazı Sokak Satıcılarının Manileri
6. İstanbul Meydan Kahvelerinin Cinaslı Manileri
7. Doğu Anadolu’da Hikâye Manileri
8. Mektup Manileri (Boratav 1995: 176-178).

Not: Türk halk şürindeki maniyle ilgili daha fazla bilgi için Erman Artun’un “Türk Halk Kültüründe Mani Söyleme Geleneği, Manilerin İletişim Boyutu ve İşlevselliği”, (Türk Dünya-sı’nda Maniler Sempozyumu Bildirileri, İzmir, 2007) adlı bildirisinden yararlanabilirsiniz.

Kaynak: Yrd.Doç.Dr. Halil İbrahim ŞAHİN, Türk Halk Şiiri

YÖRÜK TÜRKMEN MANİLERİ -1

Al Bayrak direk ister
İndirmek yürek ister
Cennet vatanTürkiye’m;
Korumak gerek ister
-------------1-------------
Yalan dünya yaramaz
Gelen gider duramaz
Tamah etmeyin mala;
Ahir dünya aramaz
-------------2-------------
Bahar geldi bak yine
Gül açtı sümbül mine
Basma üstüne sakın;
Can yanar acır sine
-------------3-------------
Ağaçlar çiçeklidir
Sıralıdır denklidir
Bağın ilaçlamayan;
Meyvası böceklidir
-------------4-------------
Olmasın için keder
Hâk hepsini def eder
Tatlı bir söz söyle;
Belki duyar hisseder
-------------5-------------
Ak kiraz sarı kiraz
Gel bize otur biraz
Beraber eğleşelim;
Dayımın kızı iraz
-------------6-------------
Bahçede boldur elma
Çok yiyip göbek salma
Tarlanızda ot dolu;
Git dermeye geç kalma
-------------7-------------
Yar ile açık aram
Kanıyor durmaz yaram
Ne talihsiz başın var;
Güzel yarim bahtı karam
-------------8-------------
Anasız kuzu yiter
Dağlarda kekik biter
Sendedir garip gönlüm;
El kızı beni iter
-------------9-------------
Aklımdan çıkmaz anam
Resmiyle hergün kanam
Neyleyim ben gurbeti;
Zorunan saldı babam
------------10-------------
Gözleri boncuk gibi
Yüzleri bebek sabi
Yar gönlümün çerezi;
Çeviz üzüm leblebi
------------11-------------
Saçlar belikli güzel
Ayak kelikli güzel
Art niyetli görmesin;
Nazar ulaklı güzel
------------12-------------
Güzel olan tatlıdır
Katmer katmer katlıdır
Fet edersen kalbini;
Yüreğini hoplatır
------------13-------------
Gönül yurdunda tektim
Durmadan sevgi ektim
Ektiğim gül bitmedi;
Ben ne acılar çektim
------------14-------------
Haset edip ekenden
Fıldır fıldır sekenden
Allah bizi korusun;
Beddualar edenden
------------15-------------
Ganifsiz olma aç
Eğrinin yanından kaç
Her iki cihanda da;
Taşımalı insan taç
------------16-------------
Gıybet yığınla dolu
Münafık sağı solu
Doğrusu olmayan kul;
Bulamaz Hakkın yolu
------------17-------------
Tabip derdimi eşme
Sorup yaramı deşme
Yitirdim ben yarimi;
Gözlerim iki çeşme
------------18-------------
Gönlü yare düşürdüm
Ateşiyle pişirdim
Aman of demem amma;
Sanki fazla şişirdim
------------19-------------
Yar aşkıyla terlerim
Tutuştu kalp her yerim
Yürek buna dayanmaz;
Bu ateşle neylerim
------------20-------------
Sordum nerelisin sen
Dedi ’Ayracı’ ya sen
Canan olurmusun dedim;
Dedi berelisin sen
------------21-------------
Bahar da çiçek açar
Her yere koku kaçar
Şu Ayrancı kızları
Gönlüme neşe saçar
------------22-------------
Şu köye Ambar derler
Tarihi güzel yerler
Atalar mesken etmiş;
Dağında yatar er’ler
------------23-------------
Köye gelmedim diye
Sakın sorma ha niye
Bağında üzüm bitmiş;
Bütün kuşlar bol yiye
------------24-------------
Sabah oldu ışıyor
Günler günü aşıyor
Yari göremeyen ben;
Düz yollarda şaşıyor
------------25-------------
Karaman dan Konya dan
Güzel sevin buradan
Bugün varsın yarın yok;
Murat alın dünyadan
------------26-------------
Uyuma aç gözünü
Doğru ol tut sözünü
Hâk yolundan sapanın;
Şeytan görsün yüzünü
------------27-------------
Yün döşekte yatarız
Koyun besler satarız
Yörük Türkmeniz bizTürk;
Yurda neşe katarız
------------28-------------
Ata yazdı destanı
Dinle oğul ustanı
Yörük Türkmen kızı al;
Çiçeklidir fistanı
------------29-------------
Toroslara gel oğul
Davarı güdek oğul
Kara çadır kuralım;
Yaylaya göçek oğul
------------30-------------
Torosların tekesi
Yaman olur ekesi
Gel beraber gezelim;
Şu gönlümün kekesi
------------31-------------
Dert yükler sabır çeker
Büyütür teker teker
Ana hakkı ödenmez;
Can verir sevgi eker
------------32-------------
Cilveli kız nazlanma
Yollar çetin sızlanma
Gel buradan kaçalım;
Sakınn ele yaslanma
------------33-------------
Kültürün kokusu var
Manevi dokusu var
Resul’u unutmayın;
Maniler n’akışı var
------------34-------------
........28.05.2018
Resul Civcik - Ayrancı Karaman
Fotoğraf Alıntıdır.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (13)

5.0

92% (12)

4.0

8% (1)

Manilerimiz-yörük türkmen manileri-1 (kaybolan değerlerimiz) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Manilerimiz-yörük türkmen manileri-1 (kaybolan değerlerimiz) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MANİLERİMİZ-YÖRÜK TÜRKMEN MANİLERİ-1 (kaybolan değerlerimiz) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ayhan Kocabay
Ayhan Kocabay, @ayhan-kocabay
2.6.2018 17:21:01
5 puan verdi
Çok güzel olmuş üstadım okumak keyif verdi manileri
yazan yüreğinize sağlık saygılar selamlar harika diyorum
AYDINK
AYDINK, @aydink
29.5.2018 21:47:24
devamını bekletecek kadar güzel maniler
kutlarım
selamlar
Selaattin çoban(KIŞLALI)
Selaattin çoban(KIŞLALI), @selaattin-coban-kislali
29.5.2018 19:01:28
Kaleminiz daim ilhamınız bol sağlığınız yerinde olsun kıymetli üstadım bizi
Anadolu ya götürdünüz Anadolu da mani olmasa olmazımızdır yüreğinize sağlık selam ve saygılarımla
Kahraman VARDI
Kahraman VARDI, @kahramanvardi
29.5.2018 18:14:50
5 puan verdi
Güzel manileri beğendim tebrik ediyorum
selamlar........
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, @ismailoglumustafayilmaz
29.5.2018 15:46:29

Şiire mademki emek verilerek yazılmış...
O şiirleri okuyarak paylaşmak gerekir.
.......................................... Saygı ve selamlar.
Etkili Yorum
Aksakal
Aksakal, @aksakal1
29.5.2018 14:48:53
Manilerimiz, bilindiği üzere Türk Halk edebiyatımızın vazgeçilmezidir. Askerdeki oğullara anaların yazdığı manilerden tutun da, gelinlik kızlara yazılan, gelin kızların yazdığı,çobanların yazıp söylediği manilere varıncaya dek geçmiş tarihimiz mânilerle doludur. Fakat şimdilerde çoğalan sanal yayıncılık, gençlerin henüz olgunlaşmadan kendilerini gösterme hevesi şair enflasyonuna sebep olmuş, o güzelim mânilerimizin (adeta) yüzüne bakan kalmamıştır. Maalesef şiir sitesi adı altında açılan birçok site de buna çanak tutmakta, gerek şiirimizin, gerek edebiyatımızın geriye gitmesine fırsat ve zemin hazırlamaktadır. Yazdıklarınız güzeldir, hepsi dikkat ve titizlikle okunmalıdır; gençler için de teşvik olmalıdır. Teşekkür ve saygılarımla...(Aksakal)
SADIK YILMAZ
SADIK YILMAZ, @sadikyilmaz
29.5.2018 13:48:44
5 puan verdi
Birbirinden güzel maniler okudum tebrikler hocam
Tülay Bostancı
Tülay Bostancı, @tulaybostanci
29.5.2018 12:25:55
Yüreğinize,emeğinize sağlık hemşehrim.Esenlik dileklerimle
ilhan ATEŞ (ZAYİ OZAN)
ilhan ATEŞ (ZAYİ OZAN), @ilhan-ates-zayi-ozan
29.5.2018 12:07:21
5 puan verdi
Değerli dost, güzel bir seri.
Asılardır süren gelenek ve değerlerimiz.
Çok çom güzel olmuş.
Tebrik ediyor yürekten kutluyorum sizi.
Yüreğinize gönlünüze sağlık.

Selamlar sevgiler.



engin_topkan
engin_topkan, @engin-topkan
29.5.2018 10:29:22
Yüreğine saglık hocam çocukluğumdaki eski ramazan
akşamlarına geri döndüm

Hürmetler Selamlar
Tevfik DÖLEK
Tevfik DÖLEK, @tevfikdolek
29.5.2018 10:28:14
Manilerimız kültürümüzün bir parçasıdır
Manilerimiz muhabbet aracı
Manilerimiz dostluğumuzun amacıdır

Duygu yüklü
Sevgi yüklü
Güzel bir eser
Kutluyorum Üstadım
Başarılar
SELÂM VE DUÂ İLE
Hüseyin ışık76
Hüseyin ışık76, @huseyin-isik76
29.5.2018 09:27:10
5 puan verdi
Yüreğinize sağlık üstat. Çok güzel bir iş yapmışsınız. Kutluyorum. Selamlar
FİLAT YAZICI
FİLAT YAZICI, @filatyazici
29.5.2018 05:28:14
5 puan verdi
Kalemin daim ilhamın bol olsun üstadım.Selam ve saygılarımla.
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
29.5.2018 01:03:18
5 puan verdi
Halk edebiyatının vaz gecilmezi güzeldi maniler kutluyorum
Kalemin susmasın
__________________________________Selamlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL