3
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1431
Okunma

Bir zamanlar
gökyüzünün aylak, başıboş yıldızlarına
benzemek istediğimi sana söylemiştim
hani ya mecazında!
Sonra
bana bir çift yıldız göstermiştin, biz diyerek!
Hangi dileği diledin de
başıboş onca yıldızdan
cismen, en kayganı oldun?
Pek tabi, usulsüzce, fuzulen!
Kalbim sancılanıyor mu ne
Ne ara gittin bre?
ah vefasına turp sıktığım diyesim geldi!
Hemde bu kadar kısa zamanda
ve de ışık hızının haz duyulmaz halinde!
Şimdi
gel, gör halimi diyeceğimi mi sandın yoksa?
Yok daha neler
anladım ki, sevgi babında
o kadar da uzun boylu değil mişsin!
Unutulduysam, unutacağım elbet
fuzuli saymışsan beni , bir kez ömrüne değer
önsözüm olmaya hakkın da yok
kalbimin eser, o his hitabında!
Bu saatten sonra
başıma taç olacağını da kim söylemiş
sol yanım, yerli yerinde kanıksar mı sandın
sen
tarafımdan, kayda geçmeyen, başıboş avare yıldızını?
Nedense değer elden kaybolduğunda
aranıp sorulur derler ya
ben, artık o kanıda dahi
hemde hiç değilim!
Uzak dur,
sadece ve sadece derim ki; Arama
ne bir, nede bin-birinci kez, fuzulen!
Kalbinin
kalbim üzerinden sıyrılıp
sahasından, gitmesini asla tahayyül edemezken
ızdıraba gark edipte gittin!
Bilesin
ölürüm de yine bakmam yüzüne!
Bu denli güvenimi sağlayıp, sağ gösterip
sol evimden kroşeyi çaktın ya!