Ne yalan severim, ne de söylerim
Mertlikle karılmış, mayamız bizim
Sanmasın hiç kimse, gönül eylerim
Yeter bize şükür, hayâmız bizim

Hüdâ’ya giden yol, aşk yolumuzdur
Yanakta gamzeler, meşk gülümüzdür
Sevmeler ki bizim, kutsalımızdır
Her zaman duada, ayamız bizim

Boşa konuşmayız, sözümüz seçik
Yere sağlam basar, değildir üçük
Sözümüz bellidir, alani, açık
De hele olur mu, foyamız bizim

Yalana, riyaya, dilimiz lâldır
Biliriz ne haram, neler helâldir
Kırmızı beyazdır, yıldız, hilâldir
Göstermelik değil, boyamız bizim

Mevlâ’nın izniyle, aşkı tatmışız
O aşka kusursuz, sevgi katmışız
Biz ki “Ementü”ye, iman etmişiz
Tertemiz bir yüzdür, sayamız bizim

Seven yüreklere, bir köşk döşetir
Cananı buluttan, üstte yaşatır
Sevgiyle Dünya’yı, sarar kuşatır
Aşkla gergef işler, oyamız bizim

Sen ki göremeyip, aldanıyorsun
Süslü söze bakıp, hep kanıyorsun
Sen bu Lüzumsuz’u, ne sanıyorsun
Gülde güzelliktir, gayemiz bizim

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI

MAYA: . Bazı besinlerin yapımında mayalanmayı sağlamak için kullanılan madde, ferment
HAYA: Utanma duygusu, utanma, sıkılma
AYA : Avuç içi
FOYA:1-Öğrenilmesi istenilmeyen, bir işteki ayrıntının, sonradan ortaya çıkması.2- Kuyumculukta, süs eşyası olarak işlenmiş elmasın parıltısını artırmak için, taşın altına konulan çok ince gümüş yaprakçık.
ALANİ: Herkesçe görülen, göstere göstere yapılan
RİYA: İki yüzlülük
LÂL: Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş dilsiz
SAYA: Ayakkabının, yumuşak olan üst bölümü
GERGEF: Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve.
OYA: Genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel