0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
827
Okunma
Mis gibi bir koku geldi burnuma
Fırladım adeta kalktım yataktan
Mutfağa göz attım, gitti zoruma
Kimsecikler yoktu çayı kaynatan
Usulca yatağa doğru yöneldim
Uyuyan hanıma bir iç geçirdim
Koku ilerlerken sanki delirdim
Elbiseyi giydim, acil taraftan
Komşu evde idi çıkınca bildim
O anda beynimi adeta sildim
Rahmetli anamı karşımda gördüm
Kızgın sacda pişen bazlamalardan
Kapkara kızgın sac geldi gözüme
Nasılda konurdu ocak üstüne
İster bazlama yap, ister gözleme
Araya küp peynir, ye soğumadan
Açlığı kamçılar mis gibi koku
Yumuşak ve narin pamuksu doku
Beyin isyan eder, bilmez ki yoku
Koş ekmek al bari karşı komşudan..
Yakmışlar tandırı hepsi toplanıp
Dillerine bir de türkü dolayıp
Yufka açıyorlar, oklava sarıp
Nasibimiz var mı pişen hamurdan..
Dedim ki “-komşular, hak mı sizin ki
Sıcak yufka olur, çekmez mi nefsi
Bir dürümlük olsun, niye düşmez ki
Sarıp verin demet’in ortasından..”
Dedi ki birisi; “- Afiyet olsun,
Hele azcık bekle, biraz soğusun
İstemem midene hamur otursun
Tadı gidemesin hiç damağından..”
Tamam, beklerim de sabır kalmadı
Yufkayı gördüm de yine olmadı
Bu mis gibi koku, ruhuma daldı
Çıkmaz ömür geçse, bir an aklımdan..
Açlık zamanıma geldi şüphesiz
Böyle tamah etmem bunu biliniz
Her yufka açışta gelir sesiniz
Türkülü şarkılı dost sofrasından..
Ben sabah derim ya bak öğle oldu
Bugün izinliydim, izin kayboldu
Ekmeğin kokusu içime doldu
Canım çekti biraz, mis kokusundan
Kara sac altında yakılmış talaş
Maya geldi diye almış bir telaş
Benliğim nefsime verirken savaş
Boş dönsem kahreder can sıkısından
Sizin açtığınız var ya bu yufka
Yüreğimdir sanki incecik soyka
Bir dürüm canım var, ilişme daha
Pişmeden yenmez ki öz hamurundan..
16.05.2008
Necati ŞİMŞEK
Ankara