Nasıl unuturum, ey canan seni
Çileli dünyamı, dar etme bana
Harlanmış bu ateş, değildir yeni
Şeyda bülbül olup çıktın yoluma
Gelip konar mısın, gönül dalıma

Sevgim artıyorken, hasretin büyür
Yokluğun bir hançer, göz nasıl uyur
Gönül kapım açık, hele sen buyur
Halimi arz ettim, sevda gülüme
Özlem türküleri, gelir dilime

Gördüğü herkesi, sen sanıyorken
Her seferin de de, aldanıyorken
Hicran yaraları, bak kanıyorken
Neden bir yadigâr, koydun elime
Hele sen bir dokun, gönül telime

Merhemi, çaresi, sensin bu aşkın
Bakma gözlerime, var ise kuşkun
Bu deli gönlüm se, sana çok düşkün
Sen diyor, yâr diyor, her bir kelime
Kokular salmışsın, seher yelime

Elbette canandır, hayalim düşüm
Şakıyan sen oldun, ey gönül kuşum
Ela gözlerinde, nasıl sarhoşum
Adını not aldım, sardım kilime
Çöl akşamlarında, sordum Nil’ime

Bilesin gönlümde, özeldir yerin
Aşk dedikleri bu, mevzu çok derin
Sevdiğim geliyor, şiirler serin
Leblerin benzerken, anzer balına
Hiç ümit bağlama, kahve falına

Aşık Lüzumsuz’un, dileğisin sen
Bir sevda yelidir, başım da esen
Seven yürekte de, aşk desen desen
Mızrap dokundukça, sazda telime
Dur demedin neden, gözde selime

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ