2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

Aylardan mart ayıydı günlerden pazartesi
Ansızın belirmiştin sanki bir hüma kuşu
Her iki yanımızda sessizlerin nefesi
Ürkek bir ceylan gibi çıkıyorken yokuşu
Eyüp’te patikayı yürüdük yavaş yavaş
Başımızın üstünde güvercin serenâdı
Yol boyunca yılların bahşettiği bir telaş
Ve söğüt dallarının gölgesizlik inadı
Haliç bir başka güzel rüzgâr başka güzeldi
Masada iki bardak temaşâdaydı bizi
Yer gök derin uykuda ikimize özeldi
Sen çayı içiyordun ben de hasretimizi
Mütebessim o hâlin bir eşiydi mehtabın
Kaldırım taşlarını aydınlatan bir ziyâ
Kaç yılık aşinâydı kadifeden hitâbın
Keşke dalabilseydim nazârında uykuya
Sahi bal tası mıdır dudağındaki sedâ
Yanaklarındaki al eftâldi kızıl güle
Söyle hangi yanardağ uğruna oldu fedâ
Akıp giden lavları varacak mı menzile
O gün sanki havada tatlı bir hüzün vardı
Buğulu gözlerinde eriyorken kemâlim
İkimizin bildiği o ne muazzez sırdı
Ey ruhuma hükmeden efsûn dolu hilâlim
Evet o pazartesi nakşı cihana değer
Ellerinde ellerim yaşıyorken baharı
Anladım sadr-e şifa vuslatın imiş meğer
Bu yüzden rengarenkmiş saç telimin buharı
Ey gözleri kehkeşân mütebessim sevgili
En güzel şiirlerde isminin saltanatı
Karanlık gecelerin aşk dağıtan kandili
Cemâlinle gülzâr et kupkuru kainâtı
Ah hüzün begonyası Leyla’nın serenâdı
Kays’ın sade adı var Mecnun’luğu basamak
Bütün iş tükenmeden aşkının istidâdı
Sende seni yaşarken sensizliğe susamak
Yüreğime yadigâr kalbi titreten sesin
Gidişinle çekildi sanki ayağımdan yer
Kim bilir ne hâldesin söylesene nerdesin
Hasretinden kalır mı varlığımdan bir eser
Bu günde pazartesi ve yokluğun ızdırâb
Yine aynı yerdeyim yalnızlıkla beraber
Gözlerimde beliren belli belirsiz serâp
Sanki bana gel diyor ya bir akşam ya seher
Hâlâ masada kokun karşımda boş tabure
Sükûtla besteliyor hâl-i pür melâlimi
Çatırtılar geliyor arada bir ha bire
Kâğıda anlatırken öksüz arz-u hâlimi
İnce belli bir bardak ağzına kadar dolu
Rengi dudağın gibi kanım gibi kırmızı
Her yudumda hayâlin örsle dövüyor solu
Dilimden dudağıma düşerken buruk sızı
Es bre deli rüzgâr yağmur dudağıma dol
Sen de anlat derdini sırdaşındır Makberî
Sakın gitme bir yere yaşarken benimle ol
Damlaların şâd etsin dokunduğun her yeri
_____________Makberî