1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
997
Okunma
Abd-el Aşk
Unutulmuşluğun gölgesinde gezinirsin ay
Elif, ye bir mim düşür gölgeme
Taşlamışlar yara dolmuş yüzüne
Bilseydiler yapmazdılar say
Ben, köle çocuk lakin inandım
Yırtıp atacağım günü bekliyor zaman
Gözlerdeki siyah deriyi
Kabuk bağlamış kalkmıştır zaten
Buruşuk elbisedir bakışlardan süzülen
Dağınık ve bulanık vazgeçişler gibidir
İncinmiş verem bu, ince hastalık, geliyorum
Kibre müptela kondurulmuş yer/yüzüne
Bir tutam pamuk ipliği ile sarkıttığım bulutlara
Çoğu uçurtma diyor, biz yıldız görüyor
Hayaller kuruyoruz
Çocuk köle, ben
Gördüm lakin pis, kaka diyenlerin dişlerinde
Avuç avuç karanlık, iğreti koku
Bastığı yerleri toprak diyerek geçenleri gördüm
Geçenlerde tortu değil, taşlaşmış tiksinti gördüm
Zevkine parmak ile rey atanlar vardı
Zevk için parmak atanlar, buram buram çirkef
Gece gündüz karıştı, tersi dönen gözlerimdi, kaldıramadım
Çağım, çağıldayarak sömürüyordu hararetleri
Hararetimi çalmak istedim / yapamadım, caniydi
Ben ki çaresizdim, ben ki boş beleştim, ki yapamazsam
Tükürükle doldurup avuçlarımı, yüzüme sıvayacağım
-a ant içtim, aynaya değil yüzüne erdemdir
Haykırmak geceyi
Köle çocuk
Geceyi geçirmiş sırtına, söyledi gözleri
Ben ise her geceden ödünç aldığım
Gölgeme doldurduğum karanlıklayım
Miktarı değil önemlisi, ha bir iğne, ha bir han
Uyansın cümlemiz, iğne yalan, yalan han
Oyalan kalbim gitme vakti gelene dek dünyadan
Uyansın güzel sözler dudaklarında
Ben, köle, çocuk
İmal ettiğimiz düşler ülkesi hayali
Bugünlerde düşenler ülkesine hazırlıklarda
Toynağı takılıp düşene de, ayağı takılıp düşene de
Yer var elbet
Çocuk köle
Oluru düşmüş avuçlarıma
Çocukluğuma kastetmiş bir hayaldir bu
Hani hem köle, hem hayal fazla oluyorum
İmtihanın den hali ile
Abd-el aşk
Aşkla
Abdulkadir Akdemir