6
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
757
Okunma
gelsen,
benimle yemeğe çıkar mısın desen
dilimde beliren hazıra nazır evet sözünü saklayıp
şeyy
bilmem ki desem
tam böyle sen bilirsin diyecekken
peki
madem ki istiyorsun
neden olmasın desem
yol boyu yürüken
kabul etmekle hata mı ettim
az daha mı nazlanaydım
ya gözlerinde yer ettiğim merdivenden bir basamak daha düşüp
hafiflediyse ağırlığım
gibisinden bi dünya soruya
acaba düşen bir kale’min daha enkazında kalacak mıyım
yemeğin sonunda
diye
henüz yenmemiş bir yemeğin
iştah kaçıran şüpheleri
yerken içimi
öyle değil mi desen
ben de ne dediğini sormayıp
he desem peşinden
aşk olsun deyip
yüzünden düşen bin parçayı
toplarken yerden
ah keşke olsa diyerek bir yandan
hay benim şansıma desem
içimden
derken,
kurulsak masaya
gelse garson
saysa tek tek
otobüs muavini aksanıyla
ücrete tabi hizmeti
siparişin ardından
bizi karşı karşıya getiren masaya
ayar versek inceden
kalksam
yanına gelsem
öncelikle teşekkür edip
ne zamandır söylemek isteyip
bir türlü diyemediğim bir şeyi itiraf edecekken
gelse garson
pişmiş aşın yanında
buz gibi şaşal suyuyla
ben çabucak
sen aheste viteste sofranın tüm adabına riayet edip
bitse yemeğin
oh be deyip
gelsem yanına
sana söylemek istediğim şey
evelenip gevelenirken dilimde
lafı ağzımdan almaya talip olan dudakların
sus payı verecekken
gelse garson
dese ki
bir arzunuz var mı
niyete tuz ekercesine,,
sonra bitse öğlen
arasıyla
insek merdivenden
hesabı öderken
bahşiş versen garsona
tam çıkacakken teşekkür edip
yine bekleriz dese..