Bir evlat düşün;
Henüz ergenlikte ya da biraz daha büyümüş.
Ruh haline bak, ne yapacağından emin değil. Duyguları karışmış.Oturup kalkarken bile fizik dili o kadar onu ele veriyor ki.Resmen zihninde yaşadıkları tüm vucudunu rehin almıscasına onu yönetiyor.Bir türlü yönünü çizemiyor.Çünkü kişıliğinin oturma dönemini maleset çoktan geçmiş.Sevgili Anne ve babalar,bilhassa anneler. Adına hayat verdikleri bu girdapta, evli ya da başından evlilk geçmeyen kaç kişimiz var? Desem belkide sayılır. Durum bu olunca, erkek ve kadının aynı atmosferi solumasının bile doğaya aykırı olduğunu söylerken büyüklerimiz. Aynı yastıkta yaşlanma gibi bir cesareti göstermek.Ve fikirlerini almadan dünyaya getirdiğimiz evlatlarımızı.Yine kendi egolarımız ve sözde tahammül edemediğiz duygularımız için sinirlerimizin oynadıği ilk firsatta.Senden boşanacağım.Annemin evine gideceyim.Yok evi terketmeler.Bir elde sigara, bir elde belki içkiyle, hayatının yoluna girmesini seyreden bir anne. Sanmasın ki o evlat bir yol çizebilsin kendine. Neden? Çünkü her daim aynada gördüklerinin hala çizebildikleri bir yolu yok. Sevgili anne ve babalar beni tüm okurlarım tanır ki,her daim hislerimi yazarım. Eğer ki sivri diiliysem üzgünüm. Ama inandığım tek bir gerçek vardır ki.Yuva her daim kadınındır. İçinde ne büyük fırtınalar yaşanır onu allah bilir. Erkeyine bir şeyleri kanıtlayıp, onu evde yada kendi himayesinde tutmaya çalışan kadın. İlk kumarı kendi beyniyle oynar sonra en büyük zararı 9 ay karnında taşıyıp sayısız emeklerle sahip oluğu evlatlarının geleceyiyle oynamaktır. Olumlu ya da olumsuz. Her iki türlü seyirle büyüyen evlatlaraysa, annen oydu baban bu türlü demeye hiç ama hiç gerek yok.Çünkü onlar o kadar zeki, o kadar güçlü bir beğin tasıyorlar ki. Babayıda anneyide çok iyi tanıyorlar.Şimdi sessiz kalıyorlar belki ama bir gün çok güçlü bir sesle anneye ve babaya mahkemenin kararını, yine o evlatlar haykıracağından asla ve asla şüpeniz olmasın efendim saygılarımla tüm sevenlerimi selamlıyorum.
Aygülün
Dizeleri.