5
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1750
Okunma

Ne zaman hırçın,
Köpüklü bir deniz görsem;
Çocukluk yıllarımın
O mart sabahını hatırlarım!
Köpüklü, hırçın dalgalara bakarak
O günleri tekrar yaşarım.
Onunla çocukken tanışmış,
Çocukken oynaşmıştık kumsalda.
Ne tatlı hayallerimiz vardı,
Ne güzel çocukluk masallarımız...
Çocukçaydı el ele oyunlarımız,
Çocukçaydı kumsalda
Birbirine değen dudaklarımız...
Lakin uzun sürmeyecekmiş
Bu çocukluk rüyaları...
Soğuk bir mart sabahıydı,
Günlerden pazartesi...
Yaklaşmıştı iskeleye bir gemi...
Dost sanmıştım
Sevmiştim siyah renklerini…
Ama o kara, kapkara gemi
Almış götürmüştü
Benim çocukluk sevgilimi!
Olanlar küçük bir şaka gibiydi…
Sanki kurşun asker olmuştum
Öylece bakakalmıştım arkasından...
Güverteden son defa bakıp
Ağlayarak el sallamıştı bana...
Sanmıştım ki bir süre sonra
Dönüp gelecekler yine limana...
Gelmediler!
Gelmedi o gemi,
Gelmedi o bir daha...
Hala bir özlem var içimde...
Hala ümitsizce soruyorum:
Gelmeyecek mi o mart sabahı
Limandan ayrılan gemi?
Getirmeyecek mi bana
Benim o çocukluk sevgilimi?
İşte yine bir mart sabahı
Gözler ufukta,
Dudakta dua ve dilekler…
Bir ümitle
Hala çocukluk sevgilisini,
Hala o mart sabahı
Limandan ayrılan gemiyi bekler!
Sahi, yaşıyor mu?
Kiminle şimdi?
Ne olurdu dönüp gelseydi?
Ama…
Dönüp gelmeyeceğini,
Rüyanın gerçek olmayacağını
Bende biliyorum!
Adı neydi?
Adını bile unuttum!
Aradan geçti seneler,
Çok seneler…
Ama ne yapayım ki
Unutmuyor şu kör olasıca
Deli yürekler!
09.03.2018
Mustafa YÜKSEL
5.0
100% (6)