Sanki insan değil at var evinde,
Atı kovalayan it var herhalde.
Yoksa böyle sesler olur mu? Serde!
Komşuya reva mı bu eşsiz beste.

Bazı gecelerde Mozart gelir de!
Pazar konserleri kalmaz mazide.
Çığırırlar karı koca hemi de,
Kadırgalar geçer bizim mevkide.

Acep şikâyetim unutuldu mu?
Attığım mesajın günü doldu mu?
Yüksek desibelde duyan oldu mu?
Dört kişiyle bu ses Guinness/ginese aday,
Dört tabur adama bu sesi denk say.

Ustalar sağlam yapmış binayı.
Bu sese dayanmaz kral sarayı.
Göklerde görünce o parlak Ay’ı
Kaçıp bir parsel yer alasım geldi.
Evimi oraya kurasım geldi.

Sanki parkeleri kemiriyorlar.
Tavanı delip de, bize geliyorlar.
Bu duygu ile böyle geçer mi aylar.
Üst katta başladı yine halaylar.

Koyun sürüleri köye yöneldi.
Tamburlar çalındı neyler üflendi.
Anıran eşekler bize seslendi.
Patlak egzozuyla üç araç geçti.
Davulcular burda seminer verdi.
Öğretmensiz sınıf gibi bir şeydi.
Her türden sanırsam, bir çift var gibi,
Nuh’un gemisinde kazan kaynıyor.
Davul zurna, üsttekiler oynuyor.