beşiğine aşık her bebe
kundak beler kendine


göğüsleri şarap dolan cici aşklar
uçlarını ısmarlayıp
tütün kokan ağzımla emerken bir yandan
nefessiz kalıp boğulmamak adına verdiğim her boşlukta
büyüklere anlatılan masallarda baş rol kapıp
sezence akıyor
su oluyordum ninniye

sevgilim,

her aşk

geceden kalma kulüp
olduğunu unutup
esrarı söndürerek kubbesinde
camiye dönüyordu sonunda
ve ben vaftiz ettiğim ruhumdan soyunup
papaz oluyordum mihrapla


sonrası
tiz ayarı bozuk bir sesin ikindi sonrasında
baskıya hazır metnin sabırsız eliyle
maluma ilan edilirdi
içimde kurulu her gece kondunun
mahalle baskısına

sevgilim,

şimdi o avlunun demir başına kaydımı düştüm
merdiven başında dilenen koyu yeşil gözleriyle bir çingenenin avucunda
gündelikçi bir duayım
ve artık
tütünü bıraktım


her vaktin ikindisinde
avuçlarda biriken bozukluklarla
monte carloya başladım


şimdilik diyeceklerim bunlar
zira
öğlen olduğunu söylüyor


iç sesim
midemin lisanıyla

acıktım yani


anla.. :)