13
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
1922
Okunma

bütün hikâyeyi anlatan bir çobandı
bir mağaradan
bir marangoz, haç’ı tahtadan
bir de sen, kendine kendin aynadan
çocukluğumuzun anne izleği
masumiyet şarkıları dinlemekti
o zamanlar hayat
"bir varmış bir yokmuş" demekti
yüreğimiz kabarıp akıl erince
ve büyüyüp hayatı deneyimleyince
ateş bacayı sarınca yani gönlünce
............................ sitemdi ince ince
zaman içinde masumluğumuzu kaybetmekti
aynıdır bazı insanların ismi
ve davranış biçimleri cismi
fakat farklıdır aşk içlenişi
ya da bir cinayetin işlenişi
ama aynıdır
kuzusunu yitirmiş her annenin seslenişi..
çocukluk
baharda kuş cıvıltısıdır
kuzuların özgürlüğü
kaplan gelesiye kadardır
büyüdünmü
mevsim
sonsuza kadar kış kalacaktır
belki güneş gülümserse
mutluluk yağmur içerse
belki ama
ne güneş ışıyacak ne yağmur yağacaktır...
büyüdümü bir kaplanın gözleriyle bakar insan
....................... kaplan gözünde büyütmez avını
unutur karın tokluğunda
büyüyüp hayat deneyimi kazanan insanı
............................. merhamet yokluğunda
................................. insaf yoksulluğunda
yok
güzellik
ve zorbalık
.......... ve gizem
.................. ve yalan
çünkü kaplan ve kuzu da olan
.... aynı masalcının eserinden kalan
"az gittik uz gittik
dere tepe düz gittik
bir de dönüp baktık ki..
arpa boyunu geçip
........... sina çölünden
bir mağarada uyandık
.................. kıtmir akıllanır
"ikra" diye bir ses yankılanır...
5.0
100% (31)