16
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
2545
Okunma

sana ne çok ben serpmişim
her hecen/den akıyorum
budarken düşünlerimize uzanan düşlerimizi
acıdan bil ki kahroluyorum
gözlerim biliyorum gözlerinin yivin/de
bulut bulut yaş döküyorsun gidişime
yaşanmış o yıldızlı gecelerimize
sıcaklığın hala ellerimde
sanma ...
seni gömerken maziye
bir yetim akşam altı nazire
öylesine bir vurgundum ellerinde
benim her şeyim unutmak
dayayıp bıçağı şah damarıma
senli geçmişi kutsamak
bir sunakta ölmeli kahrıma
bir put sessizliği sundum sana diye
akan onca şelaleyi kuruttun
bunca hırsın etek ucunda
bir kenenin kollarında yundun
bağlayabilirim sizi sunağa
bitli saçlarınızın kına uçlarında
sakın inmeyin vadiye
kirleteceksiniz çavlanları da
bana uzak zaman diyarından seslenme ne olur
odamın duvarında resmin yok
bir bardak şarabım da boğarım seni ,olur
üzümler posasında/ mezarın bile yok olur
deniz kokuyor artık şehrim
özgürlüğümün güneşinde
seni öylesine gömdüm
bahçe duvarımın dibinde
sana ..
öylesine bir ben bıraktım
hiç kimsenin olamayacağı
selviyi suya saldım
gecenin aşk kokan oyuncağı
...................................EMA..
5.0
100% (22)