46
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1398
Okunma
Bir tarih bir zaman kıyma makinesi gibi geçti gençliğimizin üstünden
Hangi savunuşun kara tahtasıydı zaman
Beyaz tebeşirlerle adımızı yazdıran
Bıyığımız terlemeden daha gençti sakalımız
Kaldırım boyunu geçmezdi kızlarla gülüşümüz
Cesareti utandığımız kelimelerde saklardık
Ağaç yaşken eğilir değilmiydi ilkemiz
Bir elime acıyı bir elime makası verdiniz
Acılarımızdı üstümüze elbiseler biçtiğimiz
Bir dağı bir çakıl taşıyla anlatmaktı bütün mesele
Testinin taşa taşında testiye çarpması aynı değilmiydi
Yıkık bir coğrafyaydı ellerinizle gösterdiğiniz
Neden tahta siyah tebeşir beyaz sizde bilirsiniz
Rüzgar uğramaz değirmenlere
Savrulur içi boş başaklar
Yangın hanelerdedir yine açlık mevsimi
Zulüm fukara evlerinde yine
Söyleyin bütün zamanlara çocukların üstü açık
Paletlerle yürüyorlar soğuk savaş yüzlerde
Ömrümün yettiği bir umut gösterin bana
Öğretmenim sesin çıksın bu çağa
Çaresizliğin keşkeler düşürdü ocağa
İşkenceyle ezildik okul çağında
Ben içinde ışık olan bilgi isterim
Çok geç değil zaman yinede erken
Güzelliğe birlikte beraber yürürken
Beyaz geleceğimize de gölge düşmeden
Uzatın elinizi taşın altına
Kalem tutmaktan dahamı kolay kapza tutmak
Gez göz arpacığın ucunda asılmış yaşamlar
Bir parmak hareketinde ölüm sancısı
Cehaletin hain kurallarında
Yanan bir gençliktir bir gemi değil
Ve terk eden en son fareler olmaz
Zaman tüketiyor gençliğimizi farkına varmadan.
14.5.2008
SOKAK ŞAİRİ