1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1116
Okunma
BENGÜ-YAR
Canda cananı bulan özgeye laf söyletmez;
Onu sırdaşı kılan kalpte işgil eğletmez;
Yol aşarken düştüğü bengü-yar sekisinde,
Baki taşa kök salan fani başa meyletmez...
Yar: Uçurum.
"O"
Yazgını selek yaşa, yüksünme darlığına !..
Çözüm buldukça şükret hayatın zorluğuna !
Ben, Sen, O derken bile şirke düşmekten sakın,
İlk olgu mutlak varlık, tek zamir varlığına !..
KARADELİK
Galaksimiz Yapgusu Karahan beleş utar;
Besini yıldızlardır, sır cezbe güneş yutar;
İmge hızından sebep zamanı durdurur da,
Tek rakibi şiirle canhıraş güreş tutar...
Yapgu: Tabi kral.
Utmak : Zafer kazanmak.
PÜR-TEZAT
İddiacı meşrebin tana teşne sedası;
Rakipleri tırsanda keyfe keder edası;
Münazara-koliğe tarih yaver giderse,
Yarınlarda lakabı "polemik kethüdası"...
Tan: Kınama.
Kethüda: 1.Büyük devlet adamlarının, zenginlerin işlerini gören kimse, kahya, 2. Osmanlı’da yöre eşrafının teklifiyle devlet tarafından atanan temsilci.
ROL-MODEL
Her anı değerlidir deştiye ömür sürmez;
Alnı ak, sinesi pak, kem söze meram dürmez;
Milli adanmışlığın rol-model kişiliği,
Duygu derbendimizde düşmana geçit vermez...
Deştiye: Laf olsun diye, boşu boşuna.
* Derbent: 1. Dar geçit, boğaz, 2. Selçuklu ve Osmanlı’da yolların asayiş, huzur ve bakımından sorumlu karakol.
YUSUF BİLGE