0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1718
Okunma
Nedir bu had bilmezlik, bu kin, bu öfke nedir?
Ruhunuz kavgalara, savaşlara muktedir
Kim sizin dağınızı, denizinizi çaldı?
Size kimden yadigâr, kim elinizden aldı?
Kime emanet diye gökyüzünü verdiniz?
Alacağınız kimden, kiminledir derdiniz?
Husumetiniz kime, kime gönül koydunuz?
Ki bunca, yaşamaktan, yaşatmaktan caydınız
Sevmek diye bir şey var, siz hiç duymadınız mı?
Dökülen gözyaşına, kana doymadınız mı?
Nasıl kıyar ki insan, bir karıncaya bile?
Can bu, hayat bu, çok mu kolay geliyor dile?
Merhamet dalınızı hangi hain budadı?
Vicdansızlık yurduna sizi kurban adadı
Bir güle sarılmayı, siz hiç bilmez misiniz?
Papatyayı koklayıp, gönül almaz mısınız?
Kibir okyanusunda, bir sandalla küreksiz,
Nasıl yol alınır ki ruhsuz, hissiz, yüreksiz
Küsen, kırılan umut, bir yaprak dökümüdür
Kıyamet, bir çocuğun her dudak bükümüdür,
Hakkınız yok, güneşi taş atıp öldürmeye
Bir ağacın yüzünde baharı soldurmaya
Reva mı asil iken, dünyaya rüsva olmak?
Dururken bir yanakta kocaman esva olmak
Kırın içinizdeki o taşlaşmış inadı
Öpülmeyi bekliyor güvercinin kanadı
Hadi gelin, kalp kalbe, aşkla saldıracağız
Yeryüzünden o mahfuz hüznü kaldıracağız.
10.12.2017
S.U.
Serkan Uçar
5.0
100% (1)