Ay çırılçıplak.
Pencereler karanlık.
Caddede üç metrelik sis perdesi.
Burnumda hafif bir yasemin.
Gölgemin peşinde sarhoş silueti.
Tütün kokuyor dilberin elleri.
Bilmeden hangi ağacın canını yaktım?
İki isim kazımakla canı yanar mı?
Bu kadar acımasız olma tabiat ana.
Su verdiğim çiçeklerde var.
Radyolar eski şarkılara sustu.
Kimse artık eskisi gibi değil.
Aynalarda hatırlatmıyor.
Geriye kayda değer anılar kaldı.
Papatyalar kurudu kitap aralarında.
Deniz siyah gece şarap renginde.
Bardağa derde dert katan dem.
Güneş kaçıncı sılaya doğuyor bugün.
Gemiler iskeleye yanaştı mı?
Lambalar ısındı,az dinlensin.
Mürekkebin neşesi satırlara yansımıyor.
Sevdalar kum saati misali doluyor mu?
Herşeyin bir adabı vardı eskiden .
Oturmanın, kalkmanın, sevmenin.
Pamuk şekeri yemenin bile.
Yoksa herşey eline yüzüne mi bulaşıyor?

Kerem Ateş
02.12.2017
02.14