0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1060
Okunma

S/EVİMİZ
Kâlp kırmak, Tanrı’yı kırmaktır,
Tanrı’nın evi
Ne kilise ne cami
Ne Sinogog ne de havra,
O evin sahibi sensin
Ne papaz ne imam
Ne haham ne brahman
Göz bir görür ise
Gönüller bir olur
Kâlptedir rahim olan Rahman...
Seviniz, seviniz, seviniz
Her insanın bir kâlbi var
Kâlpler gönüller
Doğuştan ortak evimiz;
Ayrı gayrı yok orada
Ayrı kitap ayrı mezhep
Ayrı dil, ayrı din yok
Hiçbir ayrılık yok orada
Herkes eşit, herkes insan,
Tanrı katındaki ortak yerimiz
Bir olup
Bütünleşinceye kadar seviniz
Kâĺp bir ise birdir gönül eviniz...
Hey sen,
Kendini çok üstün çok akıllı
Alemi kendinden aptal
Her işini doğru mu sanırsın
O iş öyle bildiğin gibi değil
Öyle sanıyor isen
Bil ki sensin en büyük şapşal
El etek öpmeyi bırakıp
Bilimin önünde saygıyla eğil;
"Ey..!" diye başlayıp bağırmaya
Kaş yapacağım derken
Din adına atıp tutup sözetme sen
Kelle kesip, bayrak asıp
Lâf diye gaf yapıp
Kelle yarıp, göz çıkarmayı bırak
Biraz da Tanrı adına konuşmayıp
Susmayı dene istersen!
Şaban Aktaş
28.11.2017 - 08.27
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
YAĞMUR
Sağanak yağmur başladı
Dışarı çıkılacak gibi değil!
Ne yapacağım belirsiz
Üstelik beynimde gerilim
Bakarsınız dibinde Akdenizin
Kırılır yine derin
Fay hatları bu gece
Benim de canım çok sıkkın!
Bu nasıl yürektir böyle
Havadan nem kapar
Sudan şiir yapar
En şiddetli fırtınalar
Denizde değil
İnsanın yüreğinde kopar,
Kendimden emin değilim
Çünkü insanım
Özetiyim evrenin,
Uyak olsun diye yazmadım
Bu benim doğrum, gerçeğim
Düşlerimi deneyimlediğim...
Beynimde daha
Neler oluyor kim bilir
Bilmediğim, göremediğim
Derinlikleri gibi, denizin, göklerin
’Kel âlaka!" diyenlere
Derim ki unutma,
Bir büyük yıldız ormanında
Sen de bir insan ağacısın
Evrenin derinliklerine uzanır
Her canlı, nesne gibi köklerin...
Şaban AKTAŞ
27.11.2017 - 18.48
Dün, 12:02 ·
DERİN ACI
Bir dal düşün nasıl kurur
Gövdesinde bir ağacın
Hasret işte öyle vurur
Yüreğimde derin acın
Suyumu senden alırım
Sensiz kuruyup kalırım
Sonbaharda ıslanırım
Güz yağmuru derin acın
Yağmur yağdı yel esti mi
Fırtınalar dal kesti mi
Bil ki ayrılık mevsimi
Yüreğimde derin acın
Sevdin madem niye gittin
Derin acıya terkettin
Tüm ömrümü zehir ettin
Panzehir ol, ver ilacın!
Şaban AKTAŞ
26.27/ 11/ 2017
SANA HÜZÜN YAKIŞMIYOR
Sana hüzün yakışmıyor
Gözün güneş damıtıyor
Yüzün bahar esintisi
Bulutları dağıtıyor
Neyse taşı saran yosun
Sen de benim için osun
Kâlp seninle yaşam bulsun
Aşkın ruhu sağaltıyor
Sen aydınlık, sen ışıksın
Gövdeme dal sarmaşıksın
Sen de ben gibi aşıksın
Aşk insanı çoğaltıyor
Şaban Aktaş
27.11.2017 10.57
AŞIK MISIN ÇOCUK BANA?!
Aşık mısın çocuk bana
Gönül kapım açık sana
Çok özlediysen hemen gel
Al bir mavi boncuk sana!
Yokum diye canın sıkma
Boynun büküp kaşın yıkma
Kaĺ içimde sakın çıkma
Al bir gül tomurcuk sana!
Bulduysan can yoldaşını
Ağlama sil gözyaşını
Güzel eyle her düşünü
En tatlı uykucuk sana!
Gel beni sen bir benden sor
Düşlerinde hep beni gör
Ben desenli yün kazak ör
Sevgim kucak kucak sana!
Aşk bu dokunmadan sevmek
Yanıp yakınmadan sevmek
Korkup sakınmadan sevmek
Aşığım gül çocuk sana!
Şaban Aktaş
28.11.2017 - 08.59
KELEBEK
Acele etme yarına
O gelecek kendiliğinden
Dolu dolu anı yaşa
Geçip gidince
Günler yaşanmadan
Gelir mi bir şey elinden,
Sor bakalım
Habire kanat çırpan
Üç gün pır pır edip
Uçup giden kelebek
Naçiz yorgun yüreğine!
Şaban Aktaş
28.11.2017 - 13.06
KİRSİZLİK
Derin derin bir oh
Bir gönül huzuru
Arınmak duygusu
Tepeden tırnağa
Yıkanmak
Tertemiz mis gibi
Ilık ılık sularda
İbadet benim için
Dinlendirici, güzel
Bir büyük mutluluk!
Suyun altında
Neler neler derim
Kendi dilimde
Gönülden huşu
Vecd içinde
Tenimden suya
Sudan toprağa
Topraktan yaprağa
Yapraktan doğaya
Doğadan duaya
Dua ile evrene ,
Geçer, göçer
Uçar giderim...
Zaman ve su
Tenimde bir nehir
Akınca tepemden
Suyla akıp giden
Yıkanmayınca ten
Pis pis kokan kir!
Yıkanır, arınırım
Dinlenir beden
Huzur içinde
Uyuyakalırım
Derin bir oh
Dökülür dilimden
Ben kendi dilimi
Kendi duamı bilirim
Bana ne elin
Anlamını bilmediğim
Bin yıllık ayeti, adeti!
Minaredeki ses
Hoparlörlerden
Aniden bir hançer
Bir çivi gibi
Giderek artan volüm
İvme ile tiz
Her mahalleden
Hepsi birden
Çakılırken
Beynime sipsivri,
Nedir Allah aşkına
Bu gürültü kirliliği,
Daha kaç vakit
Dayanabilir
Sağlam insan siniri;
Beni ne ilgilendirir
Anlamını bilmediğim
Arapça ibadet?!
Ruhum temiz
Bedenim temiz
Sular gibiyim,
Bir yanım dağ
Bir yanım deniz
Şükürler olsun ki
Yamukluğum yok
Ne arsızım
Ne hırsızım
Yalansız dolansız
Hâl ve hareketim
Pırıl pırıl, tertemiz
Arınmış, kirsizim!
Hak beni bilir, ben Hak’kı
"Temizlik imandan gelir"
Der dürüst insan aklı!
Şaban Aktaş
25.11.2017 -17.49
OLMAK SAVAŞI
Kuş kuşu yer mi, yer
Aç kalmışsa
Kış gelmişse
Leş kargasıysa üstelik
Düşünmeden
Paramparça yer!
İnsan insana kıyar mı
Kıyar,
Sömürgeci piyoner
Emperyalist ise üstelik
Acımadan
Kıyım kıyım kıyar!
Sömürgeci puştların
Leş yiyen kuşların
Birbirinden ne ayrımı var;
İkisi de aynı kafadan
Hıyar oğlu hıyar!
Kartallar yüksek uçar
Serçeyi çarpar geçer,
Onun için ayağını denk al
Bushu kuşa
Yediği leşe mihenk al!
İstikbal göklerdedir
Göklere egemen ol
Yerde ayakta kal!
Şaban AKTAŞ
25.11.2017- 12.43
ŞAFAK DÜŞLERİ
31 Temmuz 2011, 08:55
ŞAFAK DÜŞLERİ
beydağlarına kar,
kentin içine yağmur düşüyor
öyle fena ki rüzgâr
balkona çıkınca insan üşüyor...
seni böyle gecelerde
uzun uzun düşledim
her düşen kar tanesiyle
beyaz gelinliğini süsledim...
bu gece ne ay var ne de yıldız
gökyüzü hüz’nünle kaplı
yağıyorsun yine çisil çisil
ay bakışlı, kumral saçlı kız...
hele rüzgâr deli deli esmesin
deniz kızı girer düşlerime kesin!
köpük vurur kıyılara akdeniz
dalgalanır kumsal,
dilimde bir şarkı
binbir gece aynı masal...
Şaban AKTAŞ
Antalya,19.02.2011-05