1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1200
Okunma
O KÖY
Mevsimleri başkaymış, bir tuhafmış günleri
Karakışlar evrilir yaz olurmuş o köyde
Hoş geldinle karşılar dünyalık süngünleri
Senlik, benlik dürtüsü biz olurmuş o köyde
Halkı muteber ordu, hepsi erişmiş ermiş
Mide büyüklüğünde unu ekmek edermiş
Silaha giden para garibana gidermiş
Delilerin sopası saz olurmuş o köyde
Almazlarmış gelinler takısını, setini
Ağzında çiğnemezmiş kardeş kardeş etini
Farz demişler savunmak Hak’kın emanetini
Bir serçe yaralarsan söz olurmuş o köyde
Baba eren çilesi kokarken gonca gonca
Sofilerin gözünde altın dönermiş tunca
Aşk tumandan sıyrılıp ta! yüreğe çıkınca
Yetmişlik nene bile kız olurmuş o köyde
Emin olunca hünkâr sarığından fesinden
Faninin yolcuları eminmiş ensesinden
Vahdet ile bakınca kur’an penceresinden
Kalplerdeki mâsivâ toz olurmuş o köyde
Ervahın bakışları değer vermezken tene
Aşk tefekkür beklermiş, boşa ötmezmiş çene
Allah deyip çıkınca beşinci merdivene
İstek ve arzuları tez olurmuş o köyde
Bir gecede kırk kapı açılırken canlarda
Bin tane müjde doğar dert denen tufanlarda
Tevellüte ne gerek zamansız zamanlarda
"Ayan-ı sabite"den iz olurmuş o köyde
Bedenler sığınırken şükrün şeffaf kabına
Bir sarhoşluk gelirmiş muhabbet erbabına
Ay öpücük gönderip çıkarken mehtabına
Ben insanım demeye yüz olurmuş o köyde
Ahmet çiftci 25-11-2017
5.0
100% (3)