1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
872
Okunma
kara kafalı kargalar bekliyordu sabahın serin vadisinde
gözlerimi içimin yırtığına dikip
bıraktım kendimi
dağılgan bir karanfil kokusuyla
ayrılıp yollar boyunca
usulca gezindim zamanın o bilinmeyen toprağında
sen ılık yatağında oğul veren
dağ çilekleriyle hemhalken
ben kimselerin bilmediği bir aşkın
haramiliğini yapıyordum
hiç unutulmayacak bir yaşamın
dipnotunda
mor damarlı zabıtlar tutup harfler oyuyordum
burada
ayaklarımın bir ağaç kökü gibi toprağı çatlattığı bu zamanda
kendi kan kırmızımla büyütüyorum
içimiz için
gülmeye sevdalı bir çocuğu
böyle böyle parçalara bölüp ayrılıyorum
ellere gözlere kulaklara
eskil bir hikayeydi diyeceğiz,besleneceğiz yokluğuyla
ahşap bir taburenin başında
ömrümüz kahverengi bir kağıdı anımsattığında
bilmez misin orman içinde gizli
kalmış sen eyy ıssız soluk
bağrımdaki meşaleyi ıslatıyorsun.
bir taş bulup çöküyorum altına.
kendimin.
25.11.2017 ( İstanbul )
5.0
100% (4)