0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1387
Okunma
Saçlarının giyindigi siyahlara boyadım geceyi
Parmaklarının dokunduğu ekmeğe buğuyu
Yüzünün düştüğü aynalara sırrı ufledim
Ayaklarının değdiği sokaklara yağmurları sürüp
Bulutlardan nem kaptim
Durmaksızın kendini büyüten bir geçmişin
Sismanlayan gövdesine sığındım
Yumuşacık göğsune uzanip dilinle emzirdim kalbimi
Aç gözleriyle ruhumu emen bir güzellik çağiydin
Muneccimler ellerinde papiruslerle imledi
İsmini , şuraya eskizlere gölge kalbime
Ters dönmüş bir ovanın verimli toprağına
Zamana ve onun gün yavrularina
Dizginlerini koparan aç bir küheylan gibi catlattim cigerimi
Sabahtan çiy olup damar damar kabardim yapraklarda
Avcuna gelip apansız patladı sabun köpükleri gibi gençliğim
Önünde yollar gibi uzayan su hatirima bak ve de ki
Kalbinin antik hüznünü astım mandala
Gözlerindeki yaşı sürdüm yarama
Elindeki kalemi isledim varakama
Dilindeki heceyi isledim elimdeki oyaya
Dinliyorum şimdi kimselerin bilmediği yabancı bir alemde
O saf türküyü
Kulaklarimla izlerim
Gizlerim kabuğu çatlamış yaralar gibi olur
Dökülür
Toprağa düşer
Uzanir ve kendimi silkerim
Tozlarimdan arınıp
Yeniden yazayım diye seni
Dağa, taşa,kuma,kumsala ,
Ve şair tüm nebata
Ahh sagaltan, büyüten hata ...
30.11.2017 ( Istanbul )
5.0
100% (5)