1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
973
Okunma
’’önce söz vardı’’ diyor incil
evren sessizliğin rahminde karanlık bir piçti
ama dişildi diyor beyin kıvrımları
ahlaksız bir tanrı var sanki;
ezginin, sesin altında gizli bir devinimle
derin ve suyun ılık uğultusuna karıştığı nehri yönetiyor
hayatın eflatun yapısı gibi
beyazın altındaki, siyahın, grinin, mavinin altındaki ten gibi
yabancı olmak ne kadar akçılsa tanıdık şeylere
tanıdık olmak da o kadar karaşın başkalıklara.
kanla anason karışınca,
daha çok karışınca anason,
anason kırmızıyı bastırınca,
ne etnik çeşniler, ne büyüleyici gırtlaklar, ne evrensel listeler, ne keskin plaklar, hediye mp3 ler 4 ler 5 ler nanolar...
hepsi yabancı, el
kırkikindi yağmurlarının ruh hali
ruhsuz hali
dengesiz inişli çıkışlı
sert, uysal, asi, yüzeyde ölüsü, derinde dirisi
dip de leşi, kıyıya vuran ölüm ve hayat kokusu
boz bir amniyon sıvısı içinde siyah ve mavi yi bölüşen iki kardeş
iki yüz
tanıdık bu.
alıyor beni
geri veremiyor
ama çok kahpesin
bir enlem, bir meridyen kaçınca senden griye niye dönüştürürsün mavi notaları?
boz başka bir şey.
önce söz yok, sessizlik de dişi değil.
5.0
100% (4)