Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr...
Güler TURAN
Vezni : fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lün
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Değerli hocam, Ödevimi yapamadığım için, sayfanıza gelmeye çekiniyorum ve bu güzelim şiirlerinizi okuyor fakat yorum yazmadan kaçıyorum açıkçası. Ben pes ediyorum. Aruz çok lezzetli ama çok zor. Ben aruzla yazamayacağım. İşte mertçe söyledim ve ohh kurtuldum :)) Size de öğrenme hevesiyle ne çok zahmet vermiştim. Yine de eminim pek çok arkadaşımız sayfanızdaki aruz derslerinden yararlanacaktır. Lütfen beni hoş görün can şairem.
Dörtlük ise her zaman olduğu gibi şahane. Emeğinizin ne kadar önemli olduğunun farkındayım.
güler turan,şiirde teorisyendir.salt şiir yazmaz,teorik bilgisini okutur. farklıdır,ustadır,şairdir her emeği bir başka anlamlıdır ve gerçek emektir. saygılar ve sevgilerimle efendim....
Revak : maalesef türkçe karşılığı yok, mederese ve cami bahçelerinin sürtunlu ön koridoer avlusu ki sanat tarihinden anlayanların hepsinin mutlak bilmesi gerekir. vehim : Aslında biliyorsunuzdur Şaban bey ,endişeli kuruntulu bekleyiş, çok sık kullanılan bir kelimedir, en iyi karşılığı yine arapça kök türevi evhamdır. esvap : Türkçeleşmiş karşılığı asbab ,elbisedir,bu kelime artık türkçedir.Kelimenin örtme ve gizlenme , sevap yerleri kapatma manası olması sebebiyle seçilmiştir.
Ki bu kelimeler dilimizden atılamayacak kadar yerleşmiştir. Belki bazılarını seçme nedenim o an için ahenk ve mana derinliği endişesi ile olmuştur.
Ziya : Artık özel isim olarak da dilimizdedir,ışık vurması ışık kaynağı
Sonra illa bu kelimeleri sıkça kullanalım derdi yoktur. biraz da galiba dimağ meselesi kendiliğinden kullanılıyor. Yoksa özellikle kullanayım diye bir çabam olmamıştır.
Revak : maalesef türkçe karşılığı yok, mederese ve cami bahçelerinin sürtunlu ön koridoer avlusu ki sanat tarihinden anlayanların hepsinin mutlak bilmesi gerekir. vehim : Aslında biliyorsunuzdur Şaban bey ,endişeli kuruntulu bekleyiş, çok sık kullanılan bir kelimedir, en iyi karşılığı yine arapça kök türevi evhamdır. esvap : Türkçeleşmiş karşılığı asbab ,elbisedir,bu kelime artık türkçedir.Kelimenin örtme ve gizlenme , sevap yerleri kapatma manası olması sebebiyle seçilmiştir.
Ki bu kelimeler dilimizden atılamayacak kadar yerleşmiştir.
Ziya : Artık özel isim olarak da dilimizdedir,ışık vurması ışık kaynağı
Sonra illa bu kelimeleri sıkça kullanalım derdi yoktur. biraz da galiba dimağ meselesi kendiliğinden kullanılıyor. Yoksa özellikle kullanayım diye bir çabam olmamıştır.
teknik bir arıza oldu;kaldığım yerden devam ediyorum Şahamettin bey; vehim,ziya,revak esvap sözcüklerinin tam anlamını sözlükten bulabilirsem anlıyacağım... Oysa sözlüğe bekmama ferek okurken fakat bakmak zorunda kalıyorum.
Ozaman bizi bir kuşak daha geriden takibedenler nasıl anlayacak;Çocuklarımız ?!Yoldan geçen 100 kişiye bu söcükleri sorup ne anlama geldiğini sorun kaç kişi anlar ? saygımla...
Şahamettin bey;ben bir yabancı dil öğretmeni olarak ota öğrenim ve yüksekokulda birazcık mürekkep yalamış bir insan olarak;örneğin sizin Leylamız Cumbasında adlı şiirinizde ;ziyâ , vehim,
bizim bu güne kadar yazdığımız şiirlerde anlamını bilmediğiniz kaç kelime var. Peki şiirlerimizin hangisinde ana dilimize geçmemiş,gündelik yaşantıda kullanılmayan bir kelime var.
Yüzyıldır ülkemizde kurumlar düzeyinde bu tip kelimeler temizlenmeye çalışılmadı mı. Ve sözünü ettiğiniz kelimeleri siz yazılarınızda şiirlerinizde kullanmıyor musunuz? O halde bizim dilimizin neresinden kuşkulanıyorsunuz ?
İnanın yabancı kelimelerin dile girmesine sizden daha fazla karşıyım. ARAPCASINDAN GELENE DE iNGİLİZİNDEN GELENE DE. Ama madem ki dilimize girmiş ,madem ki artık devlet ve özel kurum ,kuruluş,şair yazarına rağmeen dilimize yerleşmiş kullanmaktaki sakınca neresinde. Şaban Bey emin olunuz ki ne Arabın ne de Acemin diline hayranlığım yoktur. Dünyada sevdiğim tek bir dil vardır o da anamın ak sütü bildiğim Türkçe dir.
Kullanılan sözcükler, anlaşılan, öztürkçe sözcükler olursa bizim de gönlümüz rahat; sorunumuz Osmanlı döneminde Aruzu ve şiirini saray edebiyatı yaparak halkın beğeni ve dertlerini gözardı eden anlayışadır.Bu mantık değil midir halkı saraydan koparıp, monarşik düzeni kuranlar,bu mantık değil midir dini anlaşılmaz hale koyup beyinlerimizi anlamadığımız dilde ibadet etmeye zorlayanlar / fetva verenler, kelle kesen bayrak asanlar...Dil ciddi bir sorundur Şahamettin bey,sağ eilnizle sağ kulağınızı tutmak varken gereği var mı, sol elinizi ensenizden dolaştırmanızın;YUNUS ne dedi de kim anlamadı ? Saygılar sunarım şaireye ve size de ! Gönlüm çok rahat !
Revak : maalesef türkçe karşılığı yok, mederese ve cami bahçelerinin sürtunlu ön koridoer avlusu ki sanat tarihinden anlayanların hepsinin mutlak bilmesi gerekir. vehim : Aslında biliyorsunuzdur Şaban bey ,endişeli kuruntulu bekleyiş, çok sık kullanılan bir kelimedir, en iyi karşılığı yine arapça kök türevi evhamdır. esvap : Türkçeleşmiş karşılığı asbab ,elbisedir,bu kelime artık türkçedir.Kelimenin örtme ve gizlenme , sevap yerleri kapatma manası olması sebebiyle seçilmiştir.
Ki bu kelimeler dilimizden atılamayacak kadar yerleşmiştir. Belki bazılarını seçme nedenim o an için ahenk ve mana derinliği endişesi ile olmuştur.
Ziya : Artık özel isim olarak da dilimizdedir,ışık vurması ışık kaynağı
Sonra illa bu kelimeleri sıkça kullanalım derdi yoktur. biraz da galiba dimağ meselesi kendiliğinden kullanılıyor. Yoksa özellikle kullanayım diye bir çabam olmamıştır.
Revak : maalesef türkçe karşılığı yok, mederese ve cami bahçelerinin sürtunlu ön koridoer avlusu ki sanat tarihinden anlayanların hepsinin mutlak bilmesi gerekir. vehim : Aslında biliyorsunuzdur Şaban bey ,endişeli kuruntulu bekleyiş, çok sık kullanılan bir kelimedir, en iyi karşılığı yine arapça kök türevi evhamdır. esvap : Türkçeleşmiş karşılığı asbab ,elbisedir,bu kelime artık türkçedir.Kelimenin örtme ve gizlenme , sevap yerleri kapatma manası olması sebebiyle seçilmiştir.
Ki bu kelimeler dilimizden atılamayacak kadar yerleşmiştir.
Ziya : Artık özel isim olarak da dilimizdedir,ışık vurması ışık kaynağı
Sonra illa bu kelimeleri sıkça kullanalım derdi yoktur. biraz da galiba dimağ meselesi kendiliğinden kullanılıyor. Yoksa özellikle kullanayım diye bir çabam olmamıştır.
teknik bir arıza oldu;kaldığım yerden devam ediyorum Şahamettin bey; vehim,ziya,revak esvap sözcüklerinin tam anlamını sözlükten bulabilirsem anlıyacağım... Oysa sözlüğe bekmama ferek okurken fakat bakmak zorunda kalıyorum.
Ozaman bizi bir kuşak daha geriden takibedenler nasıl anlayacak;Çocuklarımız ?!Yoldan geçen 100 kişiye bu söcükleri sorup ne anlama geldiğini sorun kaç kişi anlar ? saygımla...
Şahamettin bey;ben bir yabancı dil öğretmeni olarak ota öğrenim ve yüksekokulda birazcık mürekkep yalamış bir insan olarak;örneğin sizin Leylamız Cumbasında adlı şiirinizde ;ziyâ , vehim,
bizim bu güne kadar yazdığımız şiirlerde anlamını bilmediğiniz kaç kelime var. Peki şiirlerimizin hangisinde ana dilimize geçmemiş,gündelik yaşantıda kullanılmayan bir kelime var.
Yüzyıldır ülkemizde kurumlar düzeyinde bu tip kelimeler temizlenmeye çalışılmadı mı. Ve sözünü ettiğiniz kelimeleri siz yazılarınızda şiirlerinizde kullanmıyor musunuz? O halde bizim dilimizin neresinden kuşkulanıyorsunuz ?
İnanın yabancı kelimelerin dile girmesine sizden daha fazla karşıyım. ARAPCASINDAN GELENE DE iNGİLİZİNDEN GELENE DE. Ama madem ki dilimize girmiş ,madem ki artık devlet ve özel kurum ,kuruluş,şair yazarına rağmeen dilimize yerleşmiş kullanmaktaki sakınca neresinde. Şaban Bey emin olunuz ki ne Arabın ne de Acemin diline hayranlığım yoktur. Dünyada sevdiğim tek bir dil vardır o da anamın ak sütü bildiğim Türkçe dir.
Kullanılan sözcükler, anlaşılan, öztürkçe sözcükler olursa bizim de gönlümüz rahat; sorunumuz Osmanlı döneminde Aruzu ve şiirini saray edebiyatı yaparak halkın beğeni ve dertlerini gözardı eden anlayışadır.Bu mantık değil midir halkı saraydan koparıp, monarşik düzeni kuranlar,bu mantık değil midir dini anlaşılmaz hale koyup beyinlerimizi anlamadığımız dilde ibadet etmeye zorlayanlar / fetva verenler, kelle kesen bayrak asanlar...Dil ciddi bir sorundur Şahamettin bey,sağ eilnizle sağ kulağınızı tutmak varken gereği var mı, sol elinizi ensenizden dolaştırmanızın;YUNUS ne dedi de kim anlamadı ? Saygılar sunarım şaireye ve size de ! Gönlüm çok rahat !
Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr...
aruz ustası hocam kutlarım harika rubainizi gönül güzelliklerinizi ve de seçkinizi...iyi ki varsınız...iyi ki sizinle birlikte yürüyoruz güzelliklere....sevgi saygı selamlarımla ....
Ne bahtiyarım ki gerçek bir san2atkarla beraber çalışma fırsatı bulmuşum .Harikulade güzellikte yazılmış enfes bir rubai daha gerçekten bu kalemi okuyupta etkisinde kalmamak ne mümkün.Gerçek bir şiir şöleni dört dörtlük harika bir aruz uygulaması kendi iç musikisiyle her an bestele beni iyen hoş bir şiir .SAygılar ve sevgiler değerli hocama...
Benim sevgili grup yoldaşım , kardeşim güzel yorumun ve duyguların beni nasıl mutlu etti anlatamam . Harika olan sensin sevgili Murat : Sağol . Sevgimle kal ...
Benim sevgili grup yoldaşım , kardeşim güzel yorumun ve duyguların beni nasıl mutlu etti anlatamam . Harika olan sensin sevgili Murat : Sağol . Sevgimle kal ...
Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr...
Her zamanki gibi tek kelimeyle .*.*.*.*.*.*.*..*.**.*.MÜKEMMELDİ.*.*.*.*.*.*.*. Başka diyecek kelime yok...!!! Kaleminiz daim olsun ŞAİREM.. Sevgilerimle.............
Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr... Harika bir dize çok şey anlatmış sevgi yüreğinde daim olsun kaleminiz daim olsun dost
kalıp içinde bile bir dili bu kadar güzel kılmak ve şair sofrasında dostları bazen efkar bazen coşku ve ne varsa o gün mutfakta ağırlamak işte siz busunuz her geldiğimde boş dönmeyeceğimin bilinci ve inancıyla hasbihal ediyorum sayfanızda
Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr...
ben bu kalemin şiirlerine bazı üstadlar gibi teknik ayrıntılarla bakamıyorum. bu bir eksiklik tabi benim açımdan . ama bunun yanıda bu kalemin dörtlüklerindeki derin anlatımı ve haz veren kelimelere ruh verme sanatını seviyor ve okuyorum
Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr.......bu dörtlükten sonra bilmiyorsada bilsin artık yani dimi ?....her zamanki gibi çok güzeldi yine.....sevgiler....
"Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimsin bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr..."
"Aruzun kraliçesi" dedimse de "aruzun sultanı" anlamak daha uygun düşer. Makamları dolaşan gönül çeşmesi, gamdan hasretten bahsetsede nostaljinin getirdiği çeşniler herşeyi silip süpürüyor. Dünlerin muhteşemliğine bir aruz ustasının gönül tünelinden uçuvermek, parıltılı yadedilmişliği şuhlandırıyor. Ve yaldızlı gecelerin kehkeşanlarından tadımlık hüzün de olsa bir kehribar civanlığında sunumdu. İyi ki varsınız ve aruz adına olmalısınız. Gönül treninizin mesut yolcusu olmak güzeldi.
Nisan yağmurlarının yağmurlarında yıkanmış yüreğin sunduğu şiirle şenlenen hoş yürekliler yaylasının kalemine saygı ve tebrik. Edipçe selamlarımla...
Hadi çal bir daha efkâr , beni kahr’eyledi yâr . Hani gam sardı da hasret , beni mahv’eyledi yâr . Niye bilmem ne hicazkâr , ne muhayyer dilemem ; Dileğimdir bilesin , gönlünü aht’eyledi yâr...
Babidim her zamanki gibi harika bir çalışma kutlarım yüreğini... Fakat bu şiire, resim uyum sağlamamış,çok korkunç :-( insanı ürpertiyor... selam ve saygılar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.