1
Yorum
5
Beğeni
4,8
Puan
1465
Okunma
Seni öylesine seviyorum diye haykıran diller
Acaba, gerçek manada kalp ile ikrar edecek mi?
Dırahşan çehrene dokunuşumda zalim ellerim
Günahlardan sıyrılıp nuruna gark edilecek mi?
Kalabalık arasında yalnızlığını düşünüp
Ağlamaklı yürekler acaba sızlayacak mı?
Masumane, keskin bakışlarındaki hüzün
Beden ve ruhları eritmeye yetecek mi?
Sarılarak okşarcasına öpüp koklanmandan
Güllerin rengi utancından solacak mı?
Güne selam diye başlayan neşeli sözlerinden
Kainata acaba meydan okuyacak mı?
Gurur kafesinde karşılıksız ödün vermenden
Yıldız ve Ay, bir gün edebinden sönecek mi?
Yağmurlu gecede gönül tepesinde ıslanmandan
Ateş gelişinin heyecanından ısıtacak mı?
Yaşına rağmen büyük işlerdeki maharetin
İnsanlığa, ibret tablosu teşkil edecek mi?
Al kırmızı dudaklarından dökülen sözlerini
Gönül bahçesi, hayıflanmadan kabul edecek mi?
Okyanusun, saf ve bayaz köpüklü dalgaları
Seni de alıp biletsiz cennete götürecek mi?
Rahmet bulutları üzerini okşarcasına kaplayıp
Sorgusuz sualsiz sırattan geçirecek mi?
Huzur saçan, yağmuru andıran gözlerinden
Yaşlar acaba bizim içinde akacak mı?
Semada kabul buyurulan nurlu ellerinden
Aciz kullar içinde kapı açılacak mı?
Sere serpe etrafa dağılan zeytin saçlarından
Hataları da sonuçsuz süpürecek mi?
Haykırışların arasındaki o enfes zerafetin
İçlerdeki derinliklerde hissettirelecek mi?
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)