“İçinde bulunduğumuz günlere ve duruma ithâfen…”

İlelebet sürmez ya benim bakar körlüğüm
Öğren artık gözlerim iyi kötü seçmeyi
Sürünürüm varlıkta sıkar yürek darlığım
Öğren artık dizlerim taşlı yoldan geçmeyi

Yedisinde değilse yetmişinde bu derdin
Kökenini kavrayıp em olmalı her ferdin
Sofrasında değilse midesinde bir kurdun
Öğren artık kozlarım kurda kapan açmayı

Zenginliğin içinde naçar kalan fakirin
Gönlü değil elbette hırkasıdır hakirin
Verirken son nefesi dibinde bir çukurun
Öğren artık bazlarım kanat çırpıp uçmayı

Beğenmeyip avlağı diyar diyar göçerken
Soyun çeker cavlağı benliğinden kaçarken
Bitek yere yağmayıp kıraça döl saçarken
Öğren artık sazlarım arpa buğday biçmeyi

Hep mi yanar aşk ehli bağra basıp közleri
Sen sanırsın kavurur yârin acı sözleri
Konağına dadanan eyvandaki gözleri
Öğren artık hazlarım üfleyerek içmeyi

Sabrın karanlığını selâmete kararken
Fırsat gelir ayağa Erdemoğlu ararken
Felek, bir an alnında perçemini tararken
Öğren artık uzlarım şansı kapıp kaçmayı

28.08.2006 16:58
01.09.2006 18:46 AYDIN