BARIŞA ÇAĞRI
Bu dizeler çağrıdır, davettir mutluluğa
Çağırıyorum sizi gönülden bir dostluğa

Yıllardır bizi bize düşman eden kafalar
Akıttı kanımızı beyinsiz zürafalar

Mutlu oldu sapıklar boşa akan kanlarla
Yalandan yas tuttular canları yananlarla

Bir baksak aynalara şekli suretimiz bir
Üç günlük şu dünyada fani servetimiz bir

Her neye tapınsak da mutlak birdir YARATAN
Yaratandan armağan şu aziz canım vatan

Bize verdiği canı ancak Yaratan alır
Göçer gideriz bir gün yalnız anlatan kalır

Hangimiz hancısıyız kim bu yolun yolcusu?
İlk gelen kim? Nerede? Belli mi sonuncusu?

Sudan bahanelerle yaktık nice civanı
Bıraktık arkasında gözü yaşlı cananı


*

Gelin bir sünger çekip acı geçmişimize
Sindirelim barışı gerçekten içimize

Her insanın hakkıdır yaşamak insan gibi
Devlet mülküne sahip yüce bir hakan gibi

Şive,dil,din farkını silip düşüncelerden
Kardeşlik coşkusuyla silkinsek gecelerden

Gitsek MEVLANA gibi barış dolu bir izden
Sevgiyle söküp atsak nefreti içimizden

Huşuyla şerbet sunsa dünya altın bir tastan
Sarhoş etse mutluluk kurtarsa cümle yastan

Kanayan her yarayı sarmak için koşalım
Dünyayı bir ucundan bir uca dolaşalım

Tasayı, üzüntüyü el ele def edelim
Irayıp benliklerden Hakk’ı hedef edelim

Bahtiyar kılmak olsa keşke kulun asli görevi
Cennet olur herkesin şu fani kutlu evi


Sevelim yaşamayı saygı duyup insana
Tasalardan uzakta gülelim kana kana

Sevgiler şarkı olsun çocukların diline
Bir gül tutuşturalım silah değil eline

Yalnızca kucak açıp “ hadi gel” demeyelim
Biraz da biz koşalım, illa beklemeyelim

Size haykırıyorum ey analar. Bacılar
Sevmeden dinmeyecek bu amansız sancılar

Size haykırıyorum Türk, İngiliz, Fransız
Kalpler birlikte çarpsın genç, ihtiyar, kadın, kız

İnşallah düşündürmez istikbal kara kara
Aday olur insanlık hep birlikte Oskar’a

Yaratılanı hoş gör Yaratan’dan dolayı
Sen de Yunus gibi sev işte bu en kolayı

Denizde bir damlayım yetmiyor gücüm tüme
“İnsanlığa aşıktı” yazsınlar son örtüme

Bu savaşı sen de ver kemiğinle, etinle
Tutup el ele yürü şu garip Bahattin’le