En az...
Bu kuşun hürriyeti kadar
Kim özgür olmayı istemez, esarete boyun eğmez

Umut
Ufuktur, umman açılan
Sahraları adım adım tarayan samimiyetle yaşayan

Aklın
Azmin, merakın, ikbalin
Murada, vuslata, hesaba, mizana açılan yakarıştır

Bu kuşu
Kim hevesi, ihtirası için
Hilkatinden mahrum eder, kafeste yaşamasını ister

Hiç
Aklı selim olan, aşka aday olan
Yaşatmak için ruhu, aklı, vicdanın hükmünü anlayan

Teşebbüs
Eder mi, aklı ruhunun kanatları
Olması gerekirken, kanadı olan kuşu esarete koyar mı

Yaratan
Yaratmış ve hayat hakkı tanımış
Hak ve adaleti, hukuku hiçe sayan nasıl bir ihtirastır

İnsan
İyilik ve ihsanda yol aldıkça irfandır
İhlastır, hassasiyettir, rikkattir, nezaketi, naifliği olandır

Hali
Kıraç bir toprak gibi katı, hissiz olan
Zan ve zaafları için adanandır, cahil, gafil ve zalimdir

Böyledir...
Yaşadığı şartlara mecburen razı gelir
En yakınları, hısım, akrabasından nasıl geçecektir

Talihi
Bu şartlarda ne kadar kendi elindedir
Nisa kimliği bu topraklarda sabrıyla, edebiyle ardır

Yoksa
En acımasız günler tercihin arkasındadır
Rıza göstermez boyun bükmezsen dışarı atılırsın

Örf
Gelenek böyledir, bu hayatiyet demektir
Kim karşı gelir veya ihlal ederse o an hüküm verilir

Peki
Bir kız veya kadın nasıl karşı gelecektir
Yeter artık diyecektir, zaten hiddet, şiddet içindedir

Bu toprakların
Bir anlamda orta doğuya has anlayışın
Genel yapısı akide haline gelmiştir, hüküm böyledir

O kadar
Çilenin, cefanın sabrında direnen canın
Kendine emanet edilen yetileri kullanmakta bizardır

Hak ve hukuk
Gücü, kudreti, sözü hep önde olan adamın
Bilinci, ufku, akidesi, mizacı, asabiyeti geçerli olandır

Mustafa Cilasun