3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
932
Okunma
I
Soğuk bir gece de
Ayrılığa serilmiş simsiyah bir çarşafın ortasında
Ölüsü,
Dirisinden kıymetli bir adam
Uzanmış boylu boyunca
Gözlerinde
Sihirli kabri geçmişinin
Ben bir yusuf’um diyor
Uzun menzilli şiirlere aşikar
Bir çocuk ağlıyor ellerinde
Hayat denen sahneden iniyor
Ve
Öpüyor tanrıyı ağzından
Inanmak ,
Esrarıdır diyor yaşamanın
Doğruluyorum
Ipim kayıyor avuçlarımın arasından
Kalsaydın eğer
Sana bir aşkı anlatacaktım
Her anını hüzünlere sürükleyen
Bilmediğim bir dilin aksanında
Senin rengine dönmüş bir aksaklıkta yaşıyorum
Boşver
Kendini hiçliğin kıyısına vurmuş geçmişi
Duymadığım duaların işvesinde yaşat beni
II
Sahte bir masalın
Yorgun günlerinde küçük bir salıncak kurdum ikimize
Dudaklarımda ıslak akşamları ömrümüzün
Yorgunum
Yoruldum sırtımda küflenmiş umutlar taşımaktan
Oysa her sabah yokluğuna doğardı güneş
Ve mevsim hep sonbahar olurdu
Gelişini beklerdim ,
Sense hep uzaklarda dururdun
Gelmezdin
Bilirdim ama inatla hep beklerdim
Firar etmişti ruhum bedenimden
Kan içinde kalmış bir özlemdi bu
Bizimse aşka hiç zamanımız yoktu
Ve bundandı
Şehirler hep yalnızlık doluydu
5.0
100% (6)